Kırkpınar’da Ebedi Altın Kemere Doğru: Yusuf Can Zeybek’in Hedefleri

Kırkpınar’da Ebedi Altın Kemere Doğru

Son iki yıldır Kırkpınar’da şampiyonluk unvanını elinde tutan Yusuf Can Zeybek, 1997 yılında Ahmet Taşçı tarafından kazanılan ebedi altın kemere en yakın isim olarak dikkat çekiyor. Zeybek, bu kemerin ebedi sahibi olma hayalini gerçekleştirmek için düzenli olarak sıkı bir çalışma programı sürdürüyor. Müsabakalara hazırlık sürecini ve hedeflerini paylaşan Zeybek, son dönemde yaşadığı zorlukları da açıkladı.

Yakın zamanda annesini ağır bir hastalık nedeniyle kaybettiğini belirten Zeybek, “663. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde mücadele ederken zorlandığım anlarda, antrenörüm Osman Aynur’un desteği ve annemin hatırası bana güç verdi.” dedi. Sarayiçi Er Meydanı’na çıktığında annesini düşünerek sahaya girdiğini vurgulayan Zeybek, “Müsabakalarda hava bazen çok sıcak oluyor. Bazı anlarda antrenörüm, eski başpehlivan Osman Aynur’un sarsmasıyla kendime geliyorum. Antrenörüm, ‘Kemerimizi alıp annemize gideceğiz, bu sahada onun için savaş.’ diyor. İnşallah seneye kemerin ebedi sahibi olursam annemin kabrini ziyaret ederek, ‘Anne ben kemeri ebedi olarak aldım sana getirdim.’ diyeceğim.” şeklinde konuştu.

Disiplin ve Acının Gerekliliği

Zeybek, Yörük kökenli bir aileden geldiğini ve güreşe babası ile okul müdürünün teşvikiyle küçük yaşta başladığını anlattı. Babasının gençlik yıllarında köylerde yerel güreş müsabakalarına katıldığını dile getiren Zeybek, güreşe ilk adımlarını attığı yıllarda Nizamettin Akbaş, Ahmet Taşçı, Recep Gürbüz ve Cengiz Elbeye gibi isimleri hayranlıkla izleyip örnek aldığını belirtti. Her sabah erken saatlerde yaklaşık 3 saat süren ağır antrenmanlar yapan Zeybek, bu yoğun çalışma temposunun bazen yemek yemekte bile zorluk çekmesine neden olduğunu ifade etti.

Disiplinin bu süreçte vazgeçilmez olduğunu vurgulayan başpehlivan, kapalı salonda olduğu kadar açık havada da spor yapmaktan hoşlandığını ve Antalya’nın doğal güzelliklerinin buna elverişli olduğunu aktardı. “Bu spor acı verici, ağır bir spor. Bu sporda disiplini, acıyı sevmen lazım.” diyen Zeybek, güreşin sakatlığa açık bir branş olduğunu, bu nedenle kondisyon, hız, dayanıklılık ve esnekliğin bir arada olması gerektiğini kaydetti.

Kurt Bakışlı Pehlivan ve Heyecanı

Zafer odaklı mücadele ederken yüz ifadesinin çevresi tarafından kurda benzetildiğini ifade eden Zeybek, kendisine takılan “Kurt bakışlı pehlivan” lakabını beğendiğini belirterek, “Tabii bu benim için güzel bir şey. Hatta bir arkadaşımız o bakıştan dolayı bir kurt yavrusu hediye etti. Türklüğün simgesi genelde kurt olduğu için ‘Kurt bakışlı pehlivan’ lakabı benim için anlamlı ve farklı.” dedi. Ayrıca, fiziksel yapısından dolayı zaman zaman “paletsiz tank” benzetmesi yapıldığını da dile getiren Zeybek, Kırkpınar müsabakalarında her zamankinden daha fazla konsantre olarak er meydanına çıktığını aktardı.

Şöyle devam etti: “Ahmet Taşçı usta, ‘Burası Kırkpınar sahası. Burası hatayı kabul etmez.’ der. Bu yıl Edirne sahasında santim santim, gram gram düşünerek mücadele ettim. Final müsabakasında rakibi sürekli yordum, enerjisinin düşmesini sağladım. Amacım gelecek yıl üçüncü kemeri de alıp zaferin ebedi sahibi olarak tarihe adımı yazdırmak.” Zeybek, Kırkpınar meydanına çıktığında o davulun sesi ve halkın coşkusunun kendisini etkilediğini belirtti: “Buranın ayrı bir atmosferi var, tüylerim diken diken oluyor. Kemeri ilk aldığımda normal bir şey gibi geliyor, sonra onun ağırlığını hissediyorsun. Bazı dönemler 45 dereceyi bulan sıcaklıklarda maça çıkıyoruz.”

Üçüncü Kemerin Hayali

Üçüncü Kemerin Hayali

Zeybek, Kırkpınar’da altın kemere en yakın ismin kendisi olduğunu ifade ederek, “Üçüncü kemeri alacağız.” dedi. Başpehlivanların güreşlerden sonra yürüdüğü caddeden geçmenin kendisine ayrı bir heyecan kattığını belirten Zeybek, “Hayal ediyorum, o caddede tekrar yürümek, halkın sevgisi, karşılamalar, hamama girişler… Bunları hep hayal ederim. Bittiğim yerlerde bu hayalleri gözümün önüne getirerek kendimi zorluyorum.” şeklinde konuştu.

Zeybek, üçüncü kemeri almak için motivasyonunu yüksek tuttuğunu ifade ederek, “Nasip olacak tekrar o caddeden yürümek, tekrar tarihe geçmek, oradan hamama gitmek, oradan çıkıp Selimiye Camisi’nde iki rekat namaz kılmak… Bunları hep hayal ederek, kurarak uyuyorum. Antrenmanlara bu motivasyonla giriyorum. İnşallah nasip olur, emeklerimizin karşılığını alır, üçüncü kemeri ebedi olarak Antalya’mıza getiririz.” dedi. Altın kemeri alıp güreşe devam etmeyi hedeflediğini vurgulayan Zeybek, “Biz bu sporu bıraksak, bu spor bizi bırakmaz.” diyerek sözlerini tamamladı.