TÜREB 13. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde Hedefler ve Destekler

TÜREB Tarafından Düzenlenen 13. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi

Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nin (TÜREK 2024) 2. gününde Anadolu Ajansı’nın (AA) “Global İletişim Ortağı” olarak yer aldığı etkinlikte konuşan Erden, Türkiye’nin rüzgar enerjisi endüstrisinin uluslararası tedarik zincirinde öne çıkması için yoğun çaba sarf ettiklerini belirtti.

Erden, Türkiye’nin rüzgar ve güneş enerjisi alanında 2035 yılına kadar 120 bin megavat kurulu güç hedefi doğrultusunda, her yıl 5 bin megavatlık rüzgar yatırımlarını hedeflediğini anımsatarak, bu hedeflerin önemini vurguladı:

  • “Bu hedef, 2035’e kadar Türkiye’de devreye alınacak tüm rüzgar yatırımlarının toplam 50 bin megavata ulaşmasını sağlayacak.”
  • “Ayrıca, rüzgardan üretilen elektriğin yıllık 138 teravatsaat seviyesine ulaşması planlanıyor.”
  • “Bugün ürettiğimiz elektriğin 430-440 teravatsaat civarında olduğunu, 2035’te ise bunun 510-520 teravatsaat olacağını öngörüyoruz.”

Erden, bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için sektörün çeşitli ihtiyaçlarının olduğunu vurgulayarak, “2035 hedefleri ve Sanayi Bakanlığı’nın açıkladığı HIT-30 Programı kapsamında önemli destekler sağlanacak. Bu destekler, sanayi kazanımlarımız açısından kritik öneme sahip.” ifadesini kullandı. Erden, bu desteklerin rüzgar endüstrisinin büyümesine önemli katkılar sağlayacağını belirtti ve “HIT-30 gibi desteklerle, bugün 2,2 milyar dolar seviyesindeki rüzgar endüstrisi büyüklüğümüzün 2035’te 7,5-8 milyar dolar seviyesine çıkabileceğini” ifade etti.

Bu durumun Türkiye’nin cari açığına olumlu etki edeceğini ve ülkenin ihracatını artırarak daha geniş bir sanayi etki alanı oluşturulmasını destekleyeceğini dile getirdi. Gelecek on yılda düzenli kapasite artışı ile HIT-30 ve benzeri destekleme mekanizmalarının aktif kullanımının önemine dikkat çeken Erden, “İthalat rejimimizdeki eksikliklerin giderilmesi, yerel sanayimizin adil rekabete uygun hale getirilmesi gerekiyor. Ayrıca lojistik altyapımızın, kara ve deniz yolları ile genişletilmesi ve kapasitesinin artırılması sektörümüz için kritik.” dedi. Erden, deniz üstü rüzgar enerjisi sanayisi ve tersanecilik sektörlerinin de bir master plan çerçevesinde ele alınması ve desteklenmesi gerektiğini ekledi.

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu’nun Vurguları

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu, stratejik yapısal dönüşümlerin gerçekleştirilmesi için enerji alanına odaklanmanın gerekliliğine dikkat çekti. Çoştu, dünya genelinde artan yenilenebilir enerji yatırımlarının Türkiye için önemli bir ihracat potansiyeli sunduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

  • “2000’li yılların başında atılan adımlar sonucunda gelişmeye başlayan Türk rüzgar enerjisi endüstrisi, bugün Avrupa’nın önemli üretim üslerinden biri haline geldi.”
  • “Bugün, rüzgar enerjisi üretim kapasitesi itibarıyla Avrupa’nın 5. en büyük endüstrisine sahibiz. Ürettiğimiz her 4 üründen 3’ünü, 50’ye yakın ülkeye ihraç edebiliyoruz.”
  • “İhracat hacmimiz yıllık 1,5 milyar avronun üzerinde, sektörümüzün cirosu ise yıllık 2,2 milyar doları geçti.”

Türkiye’nin yenilenebilir enerji üretimi ve kullanımı noktasında Bakanlık olarak sektörün ihtiyaç duyduğu destekleri sağlamaya gayret ettiklerini belirten Çoştu, bu kapsamda TÜBİTAK aracılığıyla 118 AR-GE projesini desteklediklerini açıkladı. Çoştu, sektörün önünü açacak ve gelişimine ivme kazandıracak adımların atılacağını vurguladı: “Savunma sanayisinde elde ettiğimiz başarıları, enerji alanına da taşımak istiyoruz. Yerli katma değer oranımızı yüzde 70’lerin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz.”

WindEurope Başkanı Giles Dickson’ın Değerlendirmeleri

WindEurope Başkanı Giles Dickson, Türkiye’nin rüzgar enerjisi tedarik zincirinde 150 ana tedarikçi ve 350 alt tedarikçi bulunduğuna dikkat çekerek, “Bu gerçekten etkileyici. Avrupa’nın geri kalan kısmı bunun için size minnettar. Fabrikalarınızın ürettiklerinin çoğu Avrupa’ya ihraç ediliyor.” ifadelerini kullandı. Dickson ayrıca, Türkiye hariç tüm Avrupa’nın her yıl 18 gigavat yeni rüzgar santrali inşa ettiğini, “Bugün ile 2030 arasında bu sayının artacağını ve ortalama her yıl 27 gigavat yeni rüzgar santrali inşa edeceğimizi” belirtti. Bu durumun, Türkiye’deki fabrikalar için pazarın büyüyeceği anlamına geldiğinin altını çizdi.

Türkiye’de üretilen ekipmanların kalitesinin Avrupa’da takdir edildiğini dile getiren Dickson, “Bu ülkede üretilen türbinler ve ekipmanlar mükemmel kalitede.” dedi. Dickson, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi, Avrupa rüzgar enerjisi tedarik zincirinin önemli bir parçası olarak gördüğünü de sözlerine ekledi.

KAYNAK: AA