İklim Değişikliği ve Türkiye’nin Vizyonu
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Bakü’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) 29. Taraflar Konferansı’nda Türkiye’nin İklim Vizyonunu tanıttı. Bakan Kurum’un konuşmasında öne çıkan noktalar şunlardır:
CUMHURBAŞKANIMIZIN İFADELERİYLE ‘İNSANLIĞA DAHA ADİL BİR DÜNYAYI TEKLİF EDİYORUZ’
Önümüzdeki 10 gün boyunca burada iklim finansmanının yeni hedeflerini belirlemeye çalışacağız. COP29, ülkelerin iklim krizine karşı aldıkları önlemleri gözlemlemek açısından kritik bir zirvedir. Ülkelerin şeffaflık raporları, bu zirvenin en önemli unsurlarından biridir. Bu iki temel konu üzerinde düşüncelerimizi ve beklentilerimizi paylaşmanın ardından, Türkiye’nin uzun dönemli yol haritasını anlatmak istiyorum. Türkiye olarak; Cumhurbaşkanımızın vurguladığı gibi “insanlığa daha adil bir dünyayı teklif ediyoruz.” İnsani ve vicdani bir sorumluluk olarak gördüğümüz bu yolda, küresel işbirliğini ve dayanışmayı en yüksek sesle dile getiriyoruz. Çünkü dünyanın bu birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.
Bugün, Dünya Meteoroloji Örgütü’ne baktığımızda, son 50 yılda hava, iklim veya su ile bağlantılı 11 binden fazla afetin yaşandığını görmekteyiz. Üzülerek belirtmeliyim ki, bu süreçte 2 milyonun üzerinde can kaybı ve 4.5 trilyon dolarlık ekonomik kayıp meydana gelmiştir.
TÜRKİYE, DÜNYANIN VİCDAN VE İYİLİK MERKEZİDİR
Türkiye, raporlarla ortaya konulan bu gerçeklere asla kayıtsız kalmamış, pasif bir tutum sergilememiştir. Çünkü ülkemiz; sahip olduğu değerler ve coğrafi derinliği itibarıyla, dünyanın vicdan ve iyilik merkezidir. Binlerce yıllık birikiminden güç alarak, tüm kurumlarıyla birlikte, insanlık için, ortak evimiz dünya için var gücüyle çalışmaktadır. En sade şekliyle ifade etmek gerekirse, “Türkiye, her gayretini, bize emanet olan dünyanın sağlığı ve insanlığın iyiliği” için tasarlamakta ve uygulamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın dünyaya ilan ettiği 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi; bu kararlılığımızın en yüksek belgesi ve tezahürüdür.
Hazırladığımız Uzun Dönem Stratejimizi, bir başka deyişle Yol Haritamızı, bu kararlılığa uygun olarak; en şeffaf ve katılımcı süreçleri işleterek oluşturduk. Uzun Dönemli İklim Stratejimizin hazırlık sürecini, yaklaşık iki yıl boyunca kamu ve özel sektör ile sivil toplum temsilcilerinin katkılarıyla yürüttük. Stratejimizi; toplam 18 sektörde 89 strateji ile hazırladık ve 3 temel sacayağı üzerine inşa ettik. Bu 3 temel sacayakları; Azaltım, Uyum ve “Yatay Kesen Konular” adını verdiğimiz her iki başlığın ortak noktalarından oluşmaktadır.
2053’TE EMİSYONLARIMIZI SIFIRA YAKLAŞTIRMIŞ OLACAĞIZ
Bu yılki emisyon miktarlarına baktığımızda, emisyon oranımızın yüzde 72’sinin enerji sektöründen, yüzde 12.5’nin endüstri sektöründen, yüzde 13’ünün tarım, kalan yüzde 3’ünün ise atık sektöründen kaynaklandığını görmekteyiz. Bu nedenle, Uzun Dönemli İklim Stratejisi Azaltım Hedeflerimiz kapsamında; emisyonların çoğunun kaynaklandığı enerji sektöründe iddialı hedefler belirledik. Sanayi sektöründe; 2053 yılına kadar çimentoda %93, demir-çelikte %99, alüminyumda ise %75 emisyon azaltımı sağlamayı öngörüyoruz. Binalar sektöründe, 2053 yılı itibarıyla emisyonlarımızı sıfıra yaklaştırmış olacağız. Bu alanda, toplam 2 milyar ton Karbondioksit eşdeğeri emisyon salımını engelleyeceğiz.
SIFIR ATIK PRENSİBİYLE HAREKET EDECEĞİZ
Ulaştırma sektöründe; yine 2053 yılına kadar 7 bin km yüksek hızlı tren ve hızlı tren hattı inşa ederek, temiz ulaşım olan demiryollarının lojistikteki payını %5’ten %22’ye çıkaracağız. 2035 yılına kadar elektrikli araç sayısını 4,2 milyona ulaştırmayı hedefliyoruz; bu sayede elektrikli araç yerlilik oranımızı da yüzde 75’e çıkaracağız. Bu çalışmalarla, karayolu ulaşımı kaynaklı sera gazı emisyonlarımızı olabildiğince azaltmayı amaçlıyoruz. Atılım yapacağımız bir başka alan ise atık sektörü olacak. Atık sektöründe; Sıfır Atık Prensibiyle hareket edeceğiz. Bugün, toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 59’a yükseltmiş olan bir ülkeyiz. Bu alanda; Avrupa’da 5’inci, dünyada 11’inci sırada yer almaktayız. Birincil enerjide yenilenebilir enerjinin payını yüzde 50’ye, nükleer enerjinin payını ise %30’a çıkarmayı planlıyoruz. Böylece, ulusal çapta kullanacağımız enerjinin yaklaşık %80’ini karbonsuz hale getireceğiz.
İlk yorum yapan olun