Mezze Hapishanesi’ndeki Korkunç Şartlar

Mezze Hapishanesi: İnsanlık Dışı Şartlar ve Yaşananların Arkasındaki Gerçekler

Şam’ın merkezinde yer alan Mezze Hapishanesi, Suriye’de yaşanan savaşın ve çatışmaların en karanlık yüzlerinden birini temsil etmektedir. Bu hapishane, Esad rejiminin muhaliflerine yönelik uyguladığı işkence ve tutuklamalar ile anılmaktadır. Eski mahkumlar, burada yaşadıkları korkunç deneyimleri ve insanlık dışı koşulları dile getirerek, hapishanenin gerçek yüzünü gözler önüne sermektedir.

Hapishanedeki Koşullar ve İnsanlık Dışı Şartlar

Mezze Hapishanesi’nde tutulan mahkumların yaşadığı zorluklar, insanlık onurunu zedeleyen boyutlardadır. Burada, sadece 2 metrekarelik hücrelerde 10 kişi kalmak zorunda bırakılmaktadır. Mahkumlar, çoğunlukla oturarak uyumak zorunda kalmakta ve bazen cenin pozisyonu alarak sırayla uyumaktadır. Bu durum, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan büyük bir buhrana yol açmaktadır.

Yaşanan İşkenceler ve Psikolojik Şiddet

Hücrelerdeki yaşam koşulları kadar, mahkumların maruz kaldığı işkenceler de dikkat çekicidir. Eski mahkum Hüssam Khatip, işkence odalarına götürülürken ellerinin ve ayaklarının zincirlendiğini, gözlerine ise bantlar yerleştirildiğini belirtmektedir. Karanlık odalarda, demir çubuklarla dövülen mahkumlar, hem fiziksel işkencelere hem de psikolojik şiddete maruz kalmaktadır. Bu tür uygulamalar, hapisteki yaşamı daha da dayanılmaz hale getirmektedir.

Zeytin ile Hayatta Kalma Mücadelesi

Mezze Hapishanesi’nde mahkumlar, çoğu zaman sadece 5-6 zeytin ile beslenmektedir. Bu beslenme şekli, onların hayatta kalma mücadelesinin bir parçasıdır. Hüssam Khatip, hapiste geçirdiği süre boyunca zeytin çekirdeklerini duvara çentik atarak geçen zamanı hesaplamak için kullandıklarını ifade etmektedir. Bu durum, insanın ne denli çaresiz kalabileceğinin bir göstergesidir.

Sabunlarla Yapılan Takvimler ve İletişim Yöntemleri

Hapishanedeki mahkumlar, yaşadıkları süreyi unutmak ve zaman kavramını korumak için hücrelerinin duvarlarına sabun ve zeytin çekirdeği ile takvimler çizmişlerdir. Bu yaratıcı yöntem, iletişim kurmanın ve dayanışmanın bir yolu olmuştur. Khatip, sabunlarla duvara resimler yaptıklarını ve yazılar yazdıklarını, aynı zamanda kıyafetlerini kurutmak için askılık olarak kullandıkları ipleri sabunlarla duvara sabitlediklerini belirtmektedir.

Bahçeye Çıkma ve Güneşi Görmenin Anlamı

Hapishanede, mahkumların bahçeye çıkma şansı, büyük bir ödül olarak görülmektedir. Gardiyanlara kendini sevdiren ve sorun çıkarmayan mahkumlar, bu fırsatı elde ederken, bahçeye çıkmanın cennet gibi olduğunu dile getirmektedirler. Khatip, “Bahçeye çıkmak, güneşi görmek cennet gibiydi. Küçük bir tavan penceresinden sadece geceyi ve gündüzü ayırt edebiliyorduk” demektedir. Bu durum, hapishane yaşamının ne kadar zorlayıcı ve insanlık dışı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Hapishanede Bulunan Kimlikler ve Kayıplar

Mezze Hapishanesi’nde, özellikle ilk sorgulamaların yapıldığı hücre bölümünde, kadın ve erkek üniversite öğrencilerine ait kimlikler bulunmuştur. Bu öğrencilerin akıbeti ise henüz bilinmemektedir. Bu durum, hapishanenin, yalnızca bir cezaevi değil, aynı zamanda bir kayıp ve unutulmuşluk hikayesi olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak, Mezze Hapishanesi, Suriye’deki insanlık dramının en acı örneklerinden birini temsil etmektedir. Burada yaşananlar, sadece bireylerin değil, aynı zamanda tüm insanlığın bir sorunu haline gelmiştir. Bu tür insanlık dışı uygulamaların sona ermesi ve mağdurların seslerinin duyulması için uluslararası toplumun harekete geçmesi gerekmektedir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın