Osmanlı Dönemi ve Rus İşgalleri
Osmanlı İmparatorluğu, tarih boyunca birçok güç tarafından işgale uğramıştır. Özellikle Rus İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen işgaller, Türk kültürü ve tarihi açısından büyük bir kayıp anlamına gelmektedir. Bu işgaller sırasında, Erzurum gibi stratejik şehirlerden götürülen tarihi eserler ve kültürel varlıklar, günümüzde hala tartışma konusu olmaktadır.
Erzurum’dan Götürülen Eserler
Rusların 1829, 1878 ve 1916 yıllarında Erzurum’u işgal etmesi sırasında, çok sayıda tarihi eser ve “esir sancak” Rusya’ya götürülmüştür. Bu eserler arasında Çifte Minareli Medrese, Yakutiye Medresesi ve Üç Kümbetler gibi önemli yapılar bulunmaktadır. Doç. Dr. Savaş Eğilmez’in belirttiği gibi, bu eserler, sadece mimari bir değer taşımakla kalmayıp, aynı zamanda Türk kültürünün ve İslamlığın sembolleridir.
İşgallerin Kültürel Etkileri
Erzurum, tarih boyunca stratejik konumu nedeniyle birçok devletin hedefi olmuştur. Rusların bu bölgedeki ısrarı, Erzurum’un önemini kanıtlamaktadır. İşgaller sırasında Rus yazar Puşkin gibi edebiyatçılar, arkeologlar ve tarihi eser uzmanları, bu bölgeden kültürel varlıkları yanlarında götürmüşlerdir. Bu durum, sadece askeri bir işgal değil, aynı zamanda kültürel bir soygun olarak da değerlendirilmektedir.
Osmanlı Ordusuna Ait Eşyalar
1829 işgali sırasında, Osmanlı ordusuna ait sancaklar ve komutanlık simgeleri de Ruslar tarafından ele geçirilmiştir. Bu sancaklar arasında değerli mücevherlerle süslenmiş asalar bulunmaktadır. İşgaller sırasında, bu eşyaların halkın gözünde taşıdığı değer, daha da artmıştır.
Rus İşgallerinin Sonuçları
Rusların 1916’daki son işgalinde de durum farklı olmamıştır. Önceki işgallerde olduğu gibi, kalan eserleri kendi kültürlerine dahil etme çabaları devam etmiştir. Erzurum’da bulunan 9 alay sancağı ve Pasinler ilçesindeki sancaklar, bu süreçte Rusların eline geçmiştir. Bu sancaklar, sadece askeri bir sembol değil, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık arzusunun bir göstergesidir.
Geri İade Talepleri
Günümüzde, Rusya’daki bu tarihi eserlerin Erzurum’a geri getirilmesi ve burada sergilenmesi yönünde talepler artmaktadır. Bu, yalnızca tarihçiler için değil, aynı zamanda Türk milletinin her bireyi için önemli bir konudur. Erzurum’daki mevcut müzelerde bu eserlerin sergilenmesi, hem kültürel bir mirasın korunması hem de toplumsal hafızanın güçlenmesi açısından son derece önemlidir.
Erzurum’un Tarihi ve Kültürel Önemi
Erzurum, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve kültürel birikimi ile dikkat çekmiştir. Bu nedenle, burada bulunan eserlerin geri getirilmesi, sadece birer nesne olarak değil, aynı zamanda birer tarih parçası olarak değerlendirilmelidir. Götürülen her unsur, Türk kültürünün ve Müslümanlığın birer alametidir ve bu unsurların geri kazanılması, tarihi bir sorumluluktur.
Sonuç Olarak
Rus işgalleri sırasında kaybedilen eserler, Türk milletinin hafızasında derin yaralar açmıştır. Bu eserlerin geri getirilmesi, tarihsel bir adaletin sağlanması anlamına gelecektir. Erzurum’un tarihi eserleri, sadece geçmişin izleri değil, aynı zamanda geleceğe taşınması gereken bir mirastır. Bu bağlamda, tüm halkın bu talebe sahip çıkması ve eserlerin özgürlüğüne kavuşturulması gerekmektedir.
İlk yorum yapan olun