Emeklilik Dilekçesinin Verildiği Tarihin Önemi
Emeklilik dilekçesinin verildiği tarihteki güncelleme katsayısı, emekli aylığı miktarını önemli ölçüde etkileyebiliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), emeklilik işlemlerini gerçekleştirirken bireylerin çalışma hayatı boyunca kuruma bildirilen prime esas kazançlarına, prim ödeme gün sayısına ve aylık bağlama oranına göre hareket etmektedir. Enflasyonun yüksek olduğu yıllarda, emeklilik dilekçesinin verilme tarihi de bağlanacak ilk aylığın tutarını belirlemede kritik bir rol oynamaktadır.
Bu bağlamda, Türkiye Gazetesi yazarı ve Sosyal Güvenlik uzmanı İsa Karakaş, hangi tarihte emekli olmanın daha avantajlı olduğuna dair değerlendirmelerini İhlas Haber Ajansı muhabirine aktardı. Karakaş, 2023 yılında yapılan hesaplamalara göre, emeklilik dilekçesinin 2024 yılına göre daha avantajlı olduğunu belirtti. Ancak bu avantajın çok büyük bir oran olmadığını vurguladı. 2023 yılındaki oranların daha yüksek olduğunu vurgulayan Karakaş, bu oranların Türkiye tarihindeki en yüksek seviyeye ulaştığını ifade etti.
Karakaş, güncel oranların sigorta primine esas kazançlara, sigorta prim gün sayısına ve çalışılan döneme göre bireyden bireye farklılık gösterebileceğine dikkat çekti. “Emeklilikle ilgili maaş bağlanırken Sosyal Güvenlik Kurumu’nun mevzuatında yer alan tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ve gelişme hızı baz alınıyor. Geçen sene için TÜFE ile gelişme hızını göz önünde bulundurduğumuzda, 2024 yılı için emeklilik dilekçesi verdiğinizde, 2023 yılı enflasyon oranları da dikkate alındığında yüzde 64,77 olduğunu, gelişme hızının ise yüzde 4,5 olduğunu görüyoruz. Güncelleme katsayısının yaklaşık yüzde 66,12 olduğunu söyleyebiliriz. Tüm bu verilere ek olarak, 2023 yılı ocak ayında zam oranı TÜFE bazlı olarak yüzde 37,57 iken, hükümetin yaptığı yüzde 11,68’lik eşitleme ile ocak ayında yüzde 49,25 oranında zam yapılmıştı. Temmuz ayında ise yüzde 24,73 oranında yeni bir zam gerçekleşti. Böylece SSK ve BAĞ-KUR’luların maaşlarında kümülatif olarak yüzde 87’ye varan bir artış sağlandı” şeklinde konuştu.
“Yeni Yıla Oranla Bu Sene Emekli Olacaklar Yüzde 31 ile Yüzde 37 Arasında Daha Fazla Maaş Alacak”
Karakaş, 2024 ve 2025 yılları karşılaştırıldığında, bu yıl emekli olacakların daha avantajlı olduğunu ifade ederek, “2024 yılında emekli olmanın 2025 yılına göre son derece avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Henüz eylül, ekim, kasım ve aralık aylarına ait enflasyon verileri netleşmemiş olmasına ve enflasyon oranlarının OVP ile yüzde 41,5 olarak güncellenmesine rağmen, bu oran yüzde 42, 45 veya 46 olsa da her durumda 2024 yılında emekli olanların 2025 yılında emekli olanlara göre en az yüzde 30’un üzerinde daha yüksek maaş alacaklarını kesin bir şekilde söyleyebiliriz. Benim yaptığım hesaplamalara göre, değişik enflasyon verileri ve gelişme hızının henüz netleşmemiş olmasına rağmen, farklı senaryolar üzerinden yaptığım hesaplamalarda farkın en az yüzde 31,8 ile yüzde 37 arasında değişeceğini öngörebiliriz. Aynı dönemlerde aynı sürelerde çalışmış ve aynı prime esas kazanç üzerinden SGK’ya bildirim yapmış bir SSK’lı veya BAĞ-KUR’lu, 1 Ocak 2025 tarihinde emekli olduğunda maaşının yüzde 30 daha düşük olması kabul edilemez bir durumdur” açıklamasında bulundu.
Bu oranların yalnızca SSK ve BAĞ-KUR’lu emeklileri ilgilendirdiğini de hatırlatan Karakaş, bu farkın memur emeklileri için geçerli olmadığını belirtti.
“2023 Yılından Sonra En Çok Emekli Olan Sayısı 2024 Olabilir”
Karakaş, EYT ile birlikte Türkiye’de en çok emekli olan vatandaş sayısının 2023 yılında gerçekleştiğini vurgulayarak, “Bu yıl, yüzde 30’dan fazla bir farkın olması sebebiyle emekliliği gelen vatandaşların çoğunluğunun, 2024 yılında emekli olmayı arzu etmemelerine rağmen emekli olacaklarını söyleyebiliriz. Ayrıca, 8 Eylül 2025 tarihi, emeklilik hakkı elde edemeyen SSK ve BAĞ-KUR EYT’lileri için 25 yıllık sigorta süresinin doldurulması anlamına geliyor. Tüm bunları da eklediğimizde, 2023 yılından sonra 2024 yılında da en fazla emekli olan sayısının kayda geçeceğini söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
Aktif-pasif dengesinin EYT düzenlemesi öncesinde 2,1 olduğunu, ancak bu oranın EYT ile birlikte 1,5’in altına düştüğünü de belirten Karakaş, 2024 yılında ortaya çıkan bu yüksek fark nedeniyle bu oranın daha da düşebileceğini aktardı.
KAYNAK: İHA