Haluk Bayraktar’dan TUSAŞ’a Yapılan Terör Saldırısına Tepki
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ’nin (TUSAŞ) Ankara-Kahramankazan yerleşkesine yönelik gerçekleştirilen terör saldırısının, Türkiye’nin gelişmekte olan “Milli Teknoloji Hamlesi” vizyonu ile savunma sanayisindeki başarılarına bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Turkcell’in katkılarıyla düzenlenen Anadolu Ajansı (AA) Teknoloji Masası, Bayraktar’ın katılımıyla SAHA EXPO’da gerçekleştirildi.
Bayraktar, TUSAŞ’a yapılan bu hain saldırının kendilerini derinden etkilediğini belirterek, saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi. Tüm savunma sanayisi çalışanları olarak, TUSAŞ personelinin ifade ettiği gibi, “hainlere inat çalışacaklarını ve üretmeye devam edeceklerini” söyledi.
Saldırının ardından, o anı yaşamış olan ancak SAHA EXPO’da ertesi gün görevli olan TUSAŞ çalışanlarının, görevine devam ettiğini aktaran Bayraktar, şu ifadeleri kullandı: “TUSAŞ çalışanı arkadaşlarımızı stantta gördük. TUSAŞ tesislerinde de ertesi gün görevine başlayanlar var. Bu saldırı, yalnızca TUSAŞ’a yapılmış bir saldırı değil. Aynı zamanda, Türkiye’nin gelişmekte olan ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ vizyonuna ve savunma sanayisindeki başarılarına, ülkemizin milli hedeflerine yönelik bir saldırıdır. Buna verilecek en önemli cevap, daha fazla geliştirmemiz, yenilikçi işlere imza atmamız ve ülkemizi savunma sanayisinin tam bağımsızlık yolculuğunda desteklememizdir.”
Bayraktar, ülke topraklarının, geçmişten bu yana, şanlı tarihi boyunca fedakarlıkla şehit olan birçok insanın örnekleriyle dolu olduğunu ifade etti. Savunma sanayisi çalışanları ve yöneticilerinin, bu şehitlerin bıraktığı emanete sonuna kadar sahip çıkmaları gerektiğini belirten Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizi, milletimizi ve dost ve kardeş coğrafyaları, yaptığımız işler ve yeniliklerle daha güçlü ve bağımsız kılacak projelere imza atmalıyız. Bu hain saldırı fuar esnasında gerçekleştirildi fakat biz bu saldırıdan dolayı fuarda herhangi bir erteleme ya da iptal durumu olmaksızın, motivasyonumuzu daha yüksek bir şekilde sürdürdük. Buraya gelen yabancı heyetler aradı, bizzat gelip taziyelerini iletti. Fuarda olup, üst düzey yöneticilerden bizzat Ankara’ya gidip orada taziyelerini iletmek isteyen yabancı heyetler oldu. Fuar bünyesindeki yabancı heyetler, büyükelçiler, kuvvet temsilcileri, savunma ve içişleri bakanlık temsilcileri, her biri, üzüntülerini ve Türkiye’ye olan desteklerini bizlere iletti.”
SAHA EXPO Büyüyor
Bayraktar, Avrupa’nın en büyük kümelenmesi olarak fuar düzenlediklerini belirterek, fuarın SAHA İstanbul bünyesindeki dördüncü organizasyon olduğunu bildirdi. SAHA İstanbul kümelenmesinin amacına ilişkin olarak şunları söyledi: “SAHA İstanbul’un kuruluşunun amacı, yerli üretimi desteklemek, geliştirmek ve özellikle orta ve küçük ölçekli firmaların savunma ekosisteminde daha fazla yer almasını sağlamak, özel sektörün bu alana daha çok girmesini teşvik etmektir. İlk motivasyon, özel sektörde iş yapan firmaların belirli bir kapasitesini de savunma sanayisine ayırarak, burada daha sürdürülebilir ve güçlü bir ekosistem oluşturmaktı. SAHA EXPO 4. fuarımız ama ilk fuara göre 10 kat büyüme gösterdi. Büyüklük ve katılım açısından bakıldığında, 1400’ü aşkın firmanın burada standı bulunuyor. Bunların 200 kadarı yabancı firmalara ait stantlar. Onlar da burada, bu aktiviteye katılarak kendi ürünlerini, teknolojilerini sergiliyor ve pazarlıyorlar. Aynı zamanda Türkiye’nin ekosisteminin ne kadar gelişmiş olduğunu görüyor ve buradaki tedarikçilerle görüşüyorlar.”
Bayraktar, fuara güçlü bir katılım olduğunu ve kendisinin yabancı firmaların temsilcileriyle tek tek görüştüğünü belirtti. Yurt dışından gelen firmaların fuara ilişkin görüşlerini dile getiren Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu: “Orta Doğu’dan, Afrika’dan, diğer komşu devletlerden, Ukrayna’dan, Pakistan’dan ve Azerbaycan’dan ‘Biz bu fuara bir dahaki sefer daha büyük katılacağız.’ dediler. Yani gerçekten çok beğendiklerini, etkilendiklerini ve daha büyük katılımla etkin bir şekilde yer alma taleplerini hissettim.”
İHA’ların Etkisi ve İhracat Başarıları
Türkiye’nin mühimmatlardan İHA’lara, akıllı mühimmatlardan deniz sistemlerine ve farklı hava araçlarına kadar geniş bir yelpazede ihracat yaptığını belirten Bayraktar, şu değerlendirmede bulundu: “İHA’lar burada büyük bir yekun teşkil ediyor. İHA teknolojisinde elde ettiğimiz başarı, geçtiğimiz yıl 5,5 milyar dolarlık ihracatın, Baykar ve diğer firmaların yaptığı ihracatın 2 milyar dolar seviyesinde olduğunu düşünürsek, yüzde 35-40’ın İHA’lardan kaynaklandığını gösteriyor. Dünyanın 35-40 ülkesine teknoloji ihraç etmek, aslında onların da o bölgelerde kullanım anlamında etki oluşturması ve ülkemizin diğer ürünlerine olan ilgiyi artırması açısından oldukça önemli. O sistemler ihraç edilirken, birçok Türk ürünü yerli üretim teknolojisiyle sergilenmiş oluyor.”
Bayraktar, Baykar’ın 1000’den fazla yerli tedarikçisi olduğunu, şirketin ihraç ettiği ürünlerle tedarik edilen ürünlerin de ihracata konu olduğunu anlattı. Belli ürünlerin, yurt dışı pazarlardaki başarısının, o ülkelerin diğer ürünlerinin de önünü açtığını işaret eden Bayraktar, “Bunun birçok örneğini yaşıyoruz. Türkiye’nin İHA’larda çok önemli bir başarısı var. Kendi segmentinde dünya pazarının yüzde 65’ini domine ediyor. Bu, maliyet etkin, teknolojik olarak çok ileri seviye, operasyonel yetkinliği, etkinliği ve verimliliği yüksek ürünler geliştirerek mümkün oluyor.”
Bayraktar, özellikle deniz araçlarında Türkiye’nin büyük başarılara imza attığını kaydederek, haberleşme teknolojilerinden, akıllı mühimmatlara kadar birçok farklı alanda ihracat yaptıklarını vurguladı.
Türkiye Güvenilir Bir Tedarikçi Olma Yolunda
Türk savunma sanayisinin ihracatının büyüklüğüne işaret eden Bayraktar, şu ifadeleri kullandı: “SAHA EXPO ekosisteminin geliştirdiği ürünler yurt dışı pazarlara ihraç edildikçe bir cazibe oluşuyor. Fuarda Afrika’dan birçok ülke vardı. 50’den fazla ülkeden 90 üzerinde resmi heyet, 24 ülkenin bakanı, yaklaşık 10 ülkenin genelkurmay başkanı ve içişleri bakanı fuara bizzat geldi. İlk defa gelenler de vardı. Yani Türkiye’de ilk defa bir fuara katılan üst düzey bakan seviyesindeki insanlar vardı. Onlardan ‘Biz Türk savunma sanayisinden ürün ve teknoloji tedarik etmek istiyoruz. Onun için buradayız.’ dediklerini duyuyorsunuz.”
Bayraktar, Türkiye’nin güvenilir bir tedarikçi konumuna geldiğini dile getirerek, düşük seviyeli olan ilişkilerin savunma ihracatıyla çok üst bir seviyeye ulaştığını vurguladı. Baykar olarak iki ana ürünleri Bayraktar TB2 ve Bayraktar Akıncı’yı ihraç ettiklerini anlatan Bayraktar, “Bayraktar TB2, 35 ile farklı ülkeyle ihracat sözleşmesi imzaladık. Bayraktar Akıncı ile 10 farklı ülkeyle ihracat sözleşmesi imzaladık. Bayraktar TB2, yaklaşık 15 bin farklı komponentten oluşan bir sistem. Baykar sadece kendi ürününü ihraç etmiyor, aynı zamanda 1000 farklı yerli tedarikçinin birçok alanda ürünü ihraç ediliyor.”
Bayraktar, fuarda 4-5 gün içinde çok büyük anlaşmalara imza atıldığını belirterek, bugüne kadar 4,6 milyar dolarlık ihracat sözleşmesini tespit ettiklerini ifade etti. Bayraktar, “Toplamda 6,2 milyar dolarlık sözleşmelere imza atıldı, 123 imza töreni yapıldı. Bu imza törenlerinden bu rakamları elde ediyoruz. Aslında gerçek rakam, bu rakamlardan da fazla.”
Bayraktar, fuarda büyük bir etkileşim olduğunu ve işletmeden işletmeye 3 binden fazla toplantının yapıldığını bildirdi. Türkiye’nin savunma sanayisinde geçen yıl yaptığı ihracatın 5,5 milyar dolar olduğunu hatırlatan Bayraktar, şunları kaydetti: “Özellikle son dönemlerde topçu mühimmatlarının üretiminde Türkiye çok ciddi kapasite artırımı sağladı. Burada devlet firmalarının yanı sıra özel sektörün de çok ciddi adımlar attığını görüyoruz. SAHA EXPO 2024 Fuarı’mızın ana sponsoru ARCA firması, sadece bu fuarda 2 milyar doların üzerinde ihracat sözleşmesi imzaladı. ARCA firması, Amerika kıtasında üretilen top mermisinden bir ayda daha fazla top mermisini sadece bir firma olarak Türkiye’de, Çorum’da üretiyor. Savunma Sanayii Başkanlığı ile imzaladıkları sözleşmeler var. Baykar olarak, alt tedarikçilerimiz ile ASELSAN ile imzaladığımız bir sözleşme var kameralar konusunda. TÜBİTAK, Roketsan ile sözleşme imzalandı.”
KIZILELMA’ya İlgi Büyük
Haluk Bayraktar, savunma sanayisindeki firmalar için ihracatın önemini vurguladı. Baykar’ın son 4 yıldır Türkiye’de ihracat birincisi olduğuna dikkat çeken Bayraktar, şirketin gelirlerinin yüzde 95’inin ihracattan geldiğini ifade etti. Bayraktar, ihracatın güçlü olmasının savunma sanayisi firmalarının sürdürülebilirliği için kritik olduğunu dile getirdi. Bayraktar TB2’nin ilk ihraç ettikleri ürün olduğunu ve bu konuda ilk sözleşmenin 2018’de imzalandığını belirterek, aradan geçen 6 yılda 35 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini söyledi. Bayraktar Akıncı’nın ilk uçuşunu 2021’de gerçekleştirdiğini ifade eden Bayraktar, şu değerlendirmede bulundu: “TB2, ilk uçuşunu 2014’te yapmıştı, ihracatı 2018’deydi. Akıncı’ya baktığımızda, ilk uçuşuyla ilk ihracatı arasında çok daha kısa bir süre olduğunu görüyoruz. TB2’nin diğer ülkelerdeki başarısı, çok büyük başarılara imza attı her yerde, gittiği her yerde gerçekten, önemli katkılar sundu ve kuvvet çarpanı oldu. Onu alan ülkeler, kullanan ülkeler, adeta bizlere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne güvenlerini artırdı. Çünkü destek verilmiş oluyordu aynı zamanda. Bu, tabii, diğer ürünlere, Akıncı’nın daha hızlı şekilde ihraç edilmesine katkı sağladı. Akıncı da 10 ülkeye ihraç edildi.”
Haluk Bayraktar, geliştirdikleri Bayraktar TB3’ün de seri imalat aşamasına ulaştığını belirterek, bu ürünün birçok ülkeye ihracatının gündemde olduğunu söyledi. Bayraktar, “Belki bu sene içerisinde, birkaç ay gibi bir sürede, belki 5-6 aylık süreçte bir haber duyabiliriz ihracat anlamında.” dedi. Bayraktar, TB3’ün TB2’den elde edilen birikimlerle geliştirildiğini, ayrıca deniz platformlarına iniş yapma kabiliyetine sahip olduğunu vurguladı. Bayraktar, KIZILELMA’ya yönelik de çok büyük bir ilginin olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Her ne kadar seri üretime, imalata girmemiş olsa da şu ana kadar 4 prototip ürettik. En son geliştirdiğimiz prototip uçuş testlerine devam ediyor. Önümüzdeki yıl seri imalata geçmesine çalışılıyor ama bu fuarda dahi bizi ziyaret eden ülke temsilcilerinden, üst düzey hava kuvvetleri temsilcilerinden ‘Biz KIZILELMA’yı ilk alan, ilk kullanan ülke olmak istiyoruz.’ diyen birçok insanla konuştuk. Onların bunu demesinin sebebi, TB2 veya Akıncı’yı kullanıyor olmaları. Sonuç olarak o ürünü kullanmaktan dolayı bir güven ilişkisi oluşmuş, ürünün performansını görmüşler ve yeni gelen ürüne de artık o eski tecrübelerine bakarak karar veriyorlar. Bunun çok büyük, muazzam bir etkisi var. O güven ilişkisini oluşturmak en önemli şeydir. Ondan sonrası devam ediyor.”
Bayraktar TB2 1 Milyon Uçuş Saatini Aştı
Bayraktar, Türk ordusunun insansız hava aracı teknolojisini dünyada en etkili ve en yoğun kullanan ordu olduğunu dile getirdi. Operasyonel anlamda Türk ordusunun en çok tecrübeye sahip ordu olduğuna işaret eden Bayraktar, teknolojiyi geliştiren firma olarak çok yüksek uçuş saatine ulaştıklarını belirtti. Bayraktar TB2’nin 1 milyon uçuş saatini aştığını vurgulayan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Normalde hava aracı platformlarının 1 milyon saate ulaşması en az 20-30 yıl sürer. Ancak biz, Bayraktar TB2 ile 10 yıldan kısa bir sürede o uçuş saatine ulaştık. Akıncı da çok yoğun bir şekilde uçtu. Dolayısıyla bir yandan teknoloji geliştirme kabiliyetimiz var, diğer yandan operasyonel tecrübeler de var. Bu konuda bizimle işbirliği yapan ülkeler, aynı zamanda bu teknolojiyi, bu sistemi etkin bir şekilde kullanabilecekleri operasyonel konsepti de almış oluyorlar. Yani sadece ihraç edilen bir hava aracı değil, bunun yer sistemleri, haberleşme sistemleri, network altyapısı, komuta kontrol merkezleri ve her ülkenin farklı operasyonel ihtiyaçları var. O ihtiyaçlara yönelik çözümleri hızlı bir şekilde geliştirebiliyor olmak gerekiyor. Aynı zamanda o konsepti de biz ihraç etmiş oluyoruz. Bunun da çok büyük katkısı var. Ancak, her ülkenin de kendi ihtiyaçlarına göre özel bir konfigürasyon oluşturma ve bunu hızlı uygulama yetenekleri Baykar’da mevcut, hızlı bir şekilde uyguluyoruz. Bunun da çok büyük bir avantajı var.”
Baykar’ın KIZILELMA İçin Yatırımları
Haluk Bayraktar, Baykar olarak hiçbir zaman dış finansman kullanmadıklarının altını çizerek, iş ve projeleri şirketin imkanlarıyla gerçekleştirdiklerini vurguladı. İhracat tarafının başarılı şekilde ilerlediğini ifade eden Bayraktar, ihracat gelirlerinin yüzde 15-20’si ile AR-GE yatırımlarının yapıldığını bildirdi. Bayraktar, KIZILELMA’nın da Baykar’ın öz sermayesiyle geliştirildiğini belirterek, “Hiçbir sipariş almadan, hiçbir geliştirme kaynağı almadan, tamamen Baykar’ın ihracatta elde ettiği gelirlerle gerçekleştiriliyor.” diye konuştu. KIZILELMA’yı yüzde 100 yerli yapmak için birçok alana yatırım yapılması gerektiğini ifade eden Bayraktar, şu değerlendirmede bulundu: “Biz hava aracı, aviyonikleri, yazılım sistemleri, yer sistemleri, haberleşme bunları şu an halletmiş durumdayız. Uçuş testleri devam ediyor ama bir yandan motor yatırımı da devam ediyor. Büyük bir yatırım gerçekten ama biz şu an gelirlerimizin çok büyük bir kısmını AR-GE’ye de yatırdığımız için bunu sürdürebiliyoruz. Herhangi bir sıkıntımız yok.”
Bayraktar, Türkiye’nin güçlü ve bağımsız olması için insansız sistemlere girmeyi hedeflediklerini ifade ederek, “Bu işin en üst noktası olduğunu düşünüyoruz, insansız savaş uçağının. O yüzden biz ne kadar imkanımız varsa KIZILELMA’nın geliştirilmesi için yatırıyoruz. Bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz. En büyük yatırımımız şu an KIZILELMA’ya zaten.” ifadesini kullandı.
Kritik Alanlara Yatırım Yapılıyor
Bayraktar, geliştirdikleri ana platform, ürün ve teknolojilerde açık olan bir yer varsa oranın tamamlanması adına her türlü yatırımı yapmaya çalıştıklarını da anlattı. Fuarda ilk defa sergiledikleri lazer güdümleyici ünitesinin buna örnek olduğunu ifade eden Bayraktar, lazer güdümleyicinin dünyada ihracat limitlerine tabi olduğunu belirtti. Bayraktar, böylece optik ve lazer tarafında firmanın ihtiyacı olan bir alana yatırım yaptıklarını kaydetti. Haberleşme alanındaki yaptıkları yatırımlara da değinen Bayraktar, şu ifadeleri kullandı: “ASELSAN Ku-bant haberleşme sistemi yapıyor ama biz Ku-bant değil Ka-bant SATCOM sistemi geliştirdik. Ka-bant daha yeni bir teknoloji ve daha maliyet uygun. Bizde birkaç kriter var o alana girmemiz için. Bir maliyet etkin olması çok önemli. Tabii maliyet etkinlikten daha önemlisi teknik isterleri karşılamak. Yani performans anlamında teknik isterleri karşılamak. Bunun için farklı haberleşme teknolojileri hem görüş hattında hem de uydu haberleşme sistemlerini geliştiriyoruz. Bizim ihtiyaçlarımız var buna çünkü. Daha önce yurt dışından ithal ettiğimiz haberleşme sistemlerini, şimdi çok daha ileri haberleşme teknolojilerini çok daha düşük maliyetle yapar hale geldik yeni atılımlarla. Aynı şekilde ileri seviye aviyonik sistemleri de geliştiriyoruz. Bunlar bir yatırım gerektiriyor. O yatırımı da her zaman dışarıdan bekleyemezsiniz. Biz imkanlarımız olduğu müddetçe kritik gördüğümüz alanlarda o yatırımı gerçekleştiriyoruz.”
Sivil Havacılıkta Yolcu Taşımacılığı Üzerine Çalışmalar
Bayraktar, SİHA ve İHA’ların sivil kullanımına yönelik çalışmalarının bulunduğunu söyledi. Orman yangınlarının tespiti veya haritacılığın sivil kullanımı olan alanlar olduğunu ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti: “Sivil havacılık, bir yolcu uçağı gibi alanlara girmek büyük yatırımlar gerektiriyor. Sıfırdan orada marka inşa etmek kolay değil. Ancak yaptığımız çalışmalar var bu alanlara yönelik, yani sivil alana yönelik. Örneğin, bizim Cezeri yapay zeka destekli otonom uçan taksi çalışmamız var. Elde ettiğimiz uçuş tecrübesiyle geliştirdiğimiz uçuş kontrol sistemlerini sivil alanlarda kullanmaya yönelik belli çalışmalarımız var ama şu an belirli bir olgunluğa ulaşmadan bunları çok açıklamak istemiyoruz. Sıfırdan sivil havacılıkta yolcu taşımacılığı, o tarz bir şey şu an için söz konusu değil. Zaten bizim faaliyet yürüttüğümüz alanda dış finansman kullanmadan, kendi imkanlarımızla, ihracattan elde ettiğimiz gelirle bu kadar yatırım yapıyor olmamız… Bu, şu an onu çevirebilecek pozisyonda değil. Bu kulvarda en ileride olmak istiyoruz. Burada da önemli ihtiyaçlar var. Bir alana girdiğinizde, o alana girince bambaşka çözmeniz gereken farklı konular oluyor. Dolayısıyla o alanlara girmeye başlıyorsunuz. Farklı firmalar o alanlara giriyor ve bir ekosistem oluşuyor. Bu şekilde şu an ilerliyoruz.”
Bayraktar, Baykar’ın ürün geliştirdiği alanlardaki ihtiyaçlarına yönelik yatırım yaptığı firmaların olduğunu ve bunlardan bazılarının SAHA EXPO’ya geldiğini anlatarak, iş yaptıkları, proje geliştirdikleri ülkelerin de kendi öz yeterliliklerini sağlamak adına belli adımlar attıklarını dile getirdi. Dolayısıyla belli ülkelerde özellikle ihraç ettikleri sistemlerin bakım ve idamesine yönelik altyapı destekleri sunduklarını vurgulayan Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu: “Azerbaycan’da bir yapay zeka şirketi kurduk. Orada yaklaşık 100 mühendis var. Şimdi Azerbaycan’da, kasım ayında, 170 kişinin çalışacağı bir fabrika kuruluyor. Pakistan’daki AR-GE tesisimizde 50’yi aşkın mühendis çalışıyor. Suudi Arabistan’ın en büyük savunma sanayi şirketi SAMI ile AKINCI’ların orada belli bileşenleriyle imal edilip, montajından test süreçlerine kadar kapsamlı bir işbirliği anlaşmasına imza atıldı. Aynı şekilde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile yaptığımız, bakım-onarım tesisleri konuları var. Mümkün olduğunca ülkelerin bu alandaki taleplerine uygun çözümler geliştirerek ilerliyoruz. Ukrayna ile Türkiye’nin stratejik seviye ilişkileri var. Ukrayna’dan tedarik ettiğimiz önemli bileşenler var, motor gibi. Şu anda Ukrayna’da İHA AR-GE ve üretim merkezi kuruyoruz. Bunun önümüzdeki yıl içerisinde bitmesi planlanıyor.”
Motor Geliştirme Çalışmaları
Bayraktar, Türkiye’de motor anlamında çok önemli çalışmaların yapıldığını vurgulayarak, TUSAŞ Motor Sanayii AŞ’nin (TEI) TS1400 motorunun kalifikasyon sürecinde bulunduğunu, TF6000 motorunun test edildiğini ve TF10000’in de geliştirme aşamasında olduğunu anlattı. Bu gelişmelerin önemli olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri paylaştı: “TB3’ün motoru yine TEI’de üretiliyor, turbo dizel, çok başarılı bir motor. Biz o motorla 1000 saati aşkın uçuş gerçekleştirdik. Baykar bünyesinde kendi imkanlarımızla 30’dan fazla yerli ana alt yükleniciyle birlikte Bayraktar TB2’nin motorunu milli ve özgün olarak geliştirdik ve bu yıl seri imalata girdi. Mevcut kullandığımız Bayraktar TB2’deki motordan çok daha iyi bir motor yaptık. Çünkü uzun süre uçuşumuz olduğundan, daha iyi motorun nasıl yapılacağını biliyoruz, onu yapıyoruz. Türkiye’de turbojet motorlarda çok önemli adımlar var. Kale Grubu, ATMACA, SOM ve ÇAKIR gibi seyir füzelerinin turbojet motorlarını halletmiş durumda ve şu an seri imalatta üretiyor. Bu, çok sevindirici bir gelişme. Ancak, tabii ki daha yapılacak çok iş var. Özellikle daha büyük ebatlı turbofan ve turboprop motorlarını da ülke olarak geliştirmemiz gerekiyor, özellikle bu insansız sistemler tarafında. Baykar olarak kendi imkanlarımızla motora adım attık ve piston motorlular tarafında başarı elde ettik. Şimdi aynı şekilde türbin motor teknolojisinde de hem tasarım hem de üretim anlamında bunu başarmayı hedefliyoruz.”
Bayraktar, Baykar’ın yurt içindeki yatırımlarına dair Ankara’da yatırım yaptıkları firmalar bulunduğunu, KIZILELMA için bir uçuş hangarı ve motor testinin yapılacağı bir hangar yapmak zorunda oldukları için Çorlu’daki AKINCI test merkezine büyük yatırım yaptıklarını söyledi. Bayraktar TB2 tarafında ise Edirne-Keşan’da yatırımları bulunduğunu ifade ederek, söz konusu test eğitim merkezine sürekli yatırım yaptıklarını anlattı. Başka illerde de alternatif düşünceleri olduğunun altını çizen Bayraktar, “Şu an o illeri söylemek için erken. Yatırımlarımız İstanbul, Tekirdağ, Edirne ve Ankara eksenli olmak üzere, bu dört ana ilimizde, hızlı bir şekilde ilerliyor.”
Kişi Başı Savunma Harcamaları
Bayraktar, Türkiye’nin savunma harcamaları konusunda kamuoyunda bir yanılgı olduğunu anlatarak, şu ifadeleri kullandı: “Zannediliyor ki çok büyük bedeller harcanıyor. Halbuki son 6-7 yılda savunma harcamalarımızın GSYH içindeki oranının yüzde 1,5 seviyelerinde gittiğini görüyoruz. Normalde NATO üyesi bir ülkenin harcaması gereken oran yüzde 2’dir. Bundan 30 yıl önce bu oranın yüzde 3,5-4 olduğunu görüyoruz. Bizim son 6 yıldır savunma harcamamız dolar bazında bile düşüyor. Kişi başı savunma harcaması sıralamasında çok gerilerdeyiz. Ancak bir yandan da medyada çok fazla savunma haberleri çıkıyor. Bu oldukça doğal, çünkü Türkiye milli ve özgün üretim modeline geçti. Her gün yeni bir başarı örneği, yeni bir test var. Mesela sadece bu fuarda 300 ürün lansmanı gerçekleştirilecek. Ben SAHA İstanbul Başkanı olarak dahi burada keşfettiğim yeni ürünler var. Sektör çok önemli bir ölçeğe ulaştı. Ancak coğrafyamızdaki son gelişmelerden sonra bu harcama oranlarının artırılması yönünde bir durum söz konusu. BAYKAR açısından baktığımızda, tedarikçilerimizle birlikte mutlak suretle ihracat tarafında güçlü olmamız, bunun için de devamlı inovasyon, yeni yatırımlar ve teknolojiler geliştirmemiz gerekiyor.”
Özel Sektörün Rolü
Türk savunma sanayisindeki çalışanların yaş ortalamasının 33, Baykar’dakilerin ise 29 olduğunu belirten Bayraktar, genç ve alanda derinlemesine yetişen insanların, yeni ürünleri geliştirmek için en önemli potansiyel güçleri olduğunu bildirdi. Bayraktar, dünyanın artık belirli ürünlerden çok büyük adetler alarak onları stok yapmaktan ziyade, çok hızlı kabiliyet geliştiren ve çözüm üretebilecek esnek yapılar kurarak kapasite inşa edebilecek şekilde dönüştüğünü dile getirdi. Türkiye’nin şu an bu yolda ilerlediğinin altını çizen Bayraktar, “Özel sektör, hızlı karar alabilen ve daha maliyet etkin çözüm geliştirebilen kabiliyetlere sahip. Savunma sanayisinde 17 firma varmış 2002’de, bugün 3 bin 500 firma var. Bu çok önemli ama ben özel sektörün savunma alanında daha fazla yer alması gerektiğini düşünüyorum. SAHA İstanbul’un en önemli misyonu bu.”
Sektör Çalışanlarının Motivasyonu
Bayraktar, Türkiye’nin son 20 yılda savunma ve havacılık sektöründe çok önemli kazanımlar elde ettiğine dikkat çekerek, çok büyük bir kapasite inşa edildiğini söyledi. Burada güzel bir sinerji olduğunu vurgulayan Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu sektör çalışanlarının motivasyonu çok yüksek. Özellikle son yaşadığımız hain saldırı, bunu açık bir şekilde bize gösteriyor. Bu sinerjiyi korumamız, ilerletmemiz, bu kapasiteyi ve potansiyeli doğru bir şekilde sürdürmemiz çok kritik. TEKNOFEST’lerde bu alana sahip çıkan gençler görüyoruz. Fuarda da çok farklı fikirlere sahip gençler var. Bu alanda toplumsal bir seferberlik var. Bu da bizi gururlandırıyor. Bol miktarda milli başarı örneklerini görüyoruz. Bunu sürdürmenin çok kritik olduğunu düşünüyorum. Bu stratejik kazanımı etkin bir şekilde kullanmalıyız.”
KAYNAK: AA