Küresel Isınmayı Sınırlamak İçin Rüzgar ve Güneş Enerjisi Analizi
Uluslararası sivil toplum kuruluşları olan Climate Analytics ve NewClimate Institute, dünya genelinde küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamak amacıyla kritik ülkelerde rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinde gereken artış hızını hesapladı. Bu kapsamda, mevcut rüzgar ve güneş enerjisinin %70’inden fazlasını oluşturan 11 ülkede, ulusal düzeyde ihtiyaç duyulan rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücü detaylı bir şekilde analiz edildi. Analize dahil edilen ülkeler arasında Türkiye, Çin, ABD, Hindistan, Avustralya, Brezilya, Almanya, Endonezya, Meksika, Nijerya ve Güney Afrika yer almaktadır.
Analizde Türkiye’ye ilişkin elde edilen bulgular, ülkenin 2022 yılı itibarıyla 22 gigavat seviyesinde bulunan rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinin hızla artırılması için büyük bir potansiyele sahip olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’na göre, 2030 yılına kadar güneş enerjisi kurulu gücünün 33 gigavat, rüzgar enerjisi kurulu gücünün ise 18 gigavata ulaşması hedeflenmektedir. Ancak mevcut politikalar ve piyasa koşulları göz önüne alındığında, 2022’de 11 gigavat olan güneş enerjisi kapasitesinin 2028’de 39 gigavata ulaşacağı öngörülmektedir. Aynı şekilde, 2022’de 11 gigavat olan rüzgar enerjisi kapasitesinin de bu dönemde 18 gigavata yükselebileceği tahmin edilmektedir.
Böylece, Türkiye’nin 2030 yılına ilişkin mevcut rüzgar ve güneş enerjisi hedeflerini önemli bir farkla aşması beklenmektedir. Analize göre, bu durum Türkiye’nin temiz enerji dönüşümünü ve iklim değişikliğiyle mücadeleyi güçlendirmek amacıyla güneş ve rüzgar enerjisinde daha iddialı hedefler belirleyebileceğini ortaya koymaktadır. Küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlama hedefine ulaşabilmek için Türkiye’nin rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretiminin 2030 yılına kadar 2022 seviyesine göre 3 ila 4 kat artması gerekmektedir. Bu, söz konusu dönemde güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesinin sırasıyla 62 ve 27 gigavata ulaşması anlamına gelmektedir. Türkiye’nin bu kapasite artışını gerçekleştirmesi halinde 2035 yılına yönelik ulusal hedeflerine 5 yıl erken ulaşabileceği hesaplanmaktadır.
Climate Analytics Kıdemli İklim ve Enerji Analisti Neil Grant, analize ilişkin değerlendirmesinde, “Türkiye’nin mevcut politika planları, 1,5 derece hedefiyle uyumlu ve gereken hıza ulaşmak için kolaylıkla biraz daha hızlanabilir. Ülke, bol yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmak için harika bir konumda.” ifadelerini kullanmıştır.
Güneş Enerjisinin Geleceği
Küresel iklim hedeflerinin gerçekleştirilmesi için, rüzgar ve güneş enerjisinin Türkiye dahil olmak üzere bu 11 ülkede 2030 yılına kadar mevcut hızından 5 kat, 2035 yılına kadar ise 8 kat daha hızlı büyümesi gerekmektedir. Kısa vadede rüzgar enerjisi bu ülkelerde kritik bir rol oynarken, güneş enerjisinin 2050 yılı itibarıyla temel elektrik kaynağı haline gelmesi ve küresel elektrik üretiminin yarısından fazlasını karşılaması beklenmektedir. Bu bağlamda, Çin önemli bir piyasa olarak öne çıkmaktadır. Rüzgar ve güneş enerjisinde 2030 hedeflerini 6 yıl erken başaran ve bu kaynaklardaki kurulu gücü 1,2 teravata ulaşan Çin’in mevcut büyüme hızını sürdürmesi durumunda 4,5 teravat kapasiteye ulaşma olasılığı bulunmaktadır.
Hindistan’ın ise rüzgar ve güneş enerjisindeki mevcut kapasitesini 5 kat artırarak 600 gigavata ulaşması gerekmektedir. Ülkenin bu hedefe ulaşabilmesi için daha fazla uluslararası finansmana ihtiyaç duyabileceği öngörülmektedir. ABD’de ise küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlama hedefi doğrultusunda, rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinin 2030 yılına kadar 5 kat büyüyerek 1,400 gigavata ulaşması beklenmektedir.
Neil Grant, Çin’deki kapasite artışına ilişkin değerlendirmesinde, “Çin’de yenilenebilir enerji kapasitesinin rekor kırmasıyla emisyonlar zirveye yaklaşmıştır. Ancak bu zirveyi aşmak ve emisyonları 1,5 derece hedefi için gereken hızda düşürmek amacıyla Çin’in kendi başarısını da aşması ve bu kaynakları daha hızlı bir şekilde devreye alması gerekmektedir.” şeklinde görüş bildirmiştir. NewClimate Institute’den raporun yazarı Markus Hagemann ise ABD’nin 2035 yılına kadar karbondan arındırılmış elektrik sektörü vaatlerini yerine getirmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Bu hedef genel olarak Paris Anlaşması’ndaki küresel sıcaklık artışını sınırlama hedefleriyle uyumludur. ABD için bu, fosil yakıtların 2035 yılına kadar elektrik üretiminden tamamen çıkarılabilmesi için rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesini 2030 yılına kadar neredeyse 5 kat artırmak anlamına gelmektedir.” ifadelerini eklemiştir.
KAYNAK: AA