Türk edebiyatının yaşayan en önemli isimlerinden biri olan Mustafa Kutlu’nun hayatı, Safiye Önal tarafından kaleme alındı. Prof. Dr. M. Fatih Andı’nın gözetiminde hazırlanan bu yüksek lisans tezi monografi kitabı, ”Yaşayan Klasiğimiz Mustafa Kutlu” ismiyle okuyucuyla buluşacak. Kitaba dair detaylar da gün yüzüne çıkmaya başladı. Kutlu’nun hayatını ve eserlerini derinlemesine inceleyen bu kitapta, yazar hakkında pek bilinmeyen unsurların yanı sıra dikkat çekici ifadeler de yer alıyor.
Üç Bölümden Oluşan Bir Monografi
Kutlu’nun yazdığı eserlerle Türk hikâyeciliğine yeni bir soluk getirdiği biliniyor. Bu monografi, üç ana bölümden oluşuyor:
- Birinci bölüm: Yazarın çocukluğundan itibaren hayatının detayları.
- İkinci bölüm: Mustafa Kutlu’nun tüm eserlerinin incelenmesi ve genel değerlendirmesi.
- Üçüncü bölüm: Sanat ve edebiyat görüşleri üzerine kapsamlı bir çalışma.
Ekler bölümünde ise, “Mustafa Kutlu’nun Kendi Anlatımıyla Hayat Hikâyesi” ve “Arkadaşlarının ve Bazı Akademisyenlerin Gözünden Mustafa Kutlu” başlıkları yer almakta.
Kutlu’dan Dikkat Çeken Açıklamalar
Kitapta, yazar Mustafa Kutlu’nun hayatına dair daha önce bilinmeyen pek çok detay paylaşılıyor. Kutlu, bu çalışmayla ilgili yaptığı açıklamada, “Hayatımla ilgili kimseye anlatmadığım şeyleri sana anlatacağım” ifadelerini kullanarak kitabın içeriğinin önemine vurgu yapıyor. Safiye Önal, Kutlu’nun yaşam öyküsünün hala devam ettiğini belirterek şu sözleri dile getiriyor:
“Kutlu, nasıl bir çocukluk geçirdiğini, mahallede çocuklarla neler oynadıklarını anlattı. Saklambaç, körebe gibi oyunlar oynamak yerine, kendi aralarında yüksekten atlama, gülle atma gibi olimpiyatlar düzenlemişler. Ayrıca, şehirden uzakta Ordu Evi Sineması’nda fındık fıstık sattığını da ilk kez duyduğumu belirtmeliyim. Edebiyata başladığı dönemde şiir de yazmış, fakat daha sonra şiire devam etmemiş. Oldukça çalışkan ve üretken bir yazar; hikâyelerini tek oturuşta yazıyor, ardından geri dönüp okumuyor. Yazılarını sabah erken saatlerde ve elle kaleme alıyor. ‘Sabah yazmadıysam o gün bir daha yazmıyorum’ diyor. Kitap kapaklarını kendisi tasarlıyor ve resim yapma tutkusunu hâlâ sürdürüyor. Evinin duvarları, kendi tabloları ile süslenmiş. Dedesi Mustafa Nedim Efendi, hem musikişinas hem de hattatmış; bu sanatsal eğilimin onunla başladığını ifade ediyor.”
Tam Bir Anadolu İnsanı
Kutlu ile gerçekleştirdiği görüşmeler sırasında edindiği izlenimleri de paylaşan Önal, “Baş başa görüştüğünüzde nasıl bir insan olduğunu, en kalabalık programlarda da aynı samimiyeti ve özlülüğü taşıdığını görebiliyorsunuz. Kesinlikle dakik bir insan; görüşmelerini çok önemser ve her zaman özel olarak hazırlanır. Karşısındaki insana büyük değer verir. Aradığı zaman, doğrudan konuya girmeden önce müsait olup olmadığımı sorardı. Elinde çanta olduğu zamanlarda onu taşımak istemiştim ama asla izin vermedi. Tam anlamıyla bir Anadolu insanı. Eşi Sevgi Kutlu Hanımefendi de çok değerli bir gönül. Sevgi Hanım’dan bahsederken, ‘Benim hayatıma girmiş tam anlamıyla bir mucize’ demişti.”
Yaşadığı Deneyimleri Yazdı
Mustafa Kutlu’nun babası Nurettin Bey, yaşadıkları bölgede okul bulunmadığı için kızlarını evde okutmaya başlamış. Bu süreçte, Mustafa Kutlu da okula gitmeden, ablalarının yanında öğrenmeyi kendiliğinden, ev ortamında başarmış. Hikâyelerinde anlattığı her şeyin mutlaka onun hayatından izler taşıdığını dile getiren Safiye Önal, “Yaşamadığı hiçbir şeyi yazmamış. Görüşmelerimiz esnasında çocukluğuna dönerek her şeyi baştan anlatmak, onu farklı duygulara soktu. Rahmetli annesinin ve eşinin vefatının ardından ailesine nasıl destek olduğunu anlatırken sesindeki ve yüzündeki hüzün, çocukluğunun geçtiği yerleri anlatırken yerini özleme bırakıyordu.”
KAYNAK: YENİ ŞAFAK