OECD, 2024 yılına ait Tarım Politikaları İzleme ve Değerlendirme Raporu’nu yayımladı. Bu kapsamda, tarım sektörü dünya genelinde pek çok zorlukla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Tarım ürünlerinin ulusal ve uluslararası pazarları, Rusya-Ukrayna savaşı, Orta Doğu’daki artan gerilim ve iklim değişikliğine bağlı olarak meydana gelen aşırı hava olaylarının sıklığı ve şiddeti gibi birçok faktörden etkileniyor. Bazı ülkelerde uygulanan ihracat kısıtlamaları, uluslararası ticaret sisteminde ek baskılara yol açarken, pek çok ülkede artan çiftçi protestoları, tarım sektörünün ekonomik, sosyal ve politik zorluklarla yüzleştiğini gözler önüne seriyor.
Bu bağlamda, ülkelerin tarım politikalarında önemli değişiklikler meydana geliyor ve sürdürülebilirlik ile verimliliği artıracak uygulamaların önemi giderek artıyor.
Tarımsal destekler gelişmekte olan büyük ekonomilerde öne çıkıyor
Raporda yer alan verilere göre, incelenen 54 ülkede tarım sektörüne sağlanan toplam destek, 2021-2023 döneminde yıllık ortalama 842 milyar dolar olarak belirlendi. Tarıma yönelik destek yüksek seviyelerde kalmaya devam etmekle birlikte, 2021’deki zirve noktasına kıyasla bir düşüş yaşandı. Bu dönemde ülkelerin yıllık desteğinin 629 milyar doları bireysel üreticilere sağlandı. Destek miktarının büyük bir kısmı, özellikle gelişmekte olan büyük ekonomilerde gözlemlendi. Örneğin, Çin tarıma sağlanan toplam yıllık desteğin yüzde 37’sini, ABD yüzde 15’ini, Hindistan yüzde 14’ünü ve Avrupa Birliği yüzde 13’ünü oluşturdu. Bu dağılım, 2000’li yılların başına göre önemli bir değişimi ortaya koyuyor. O dönemde AB, ABD ve Japonya toplam desteklerin sırasıyla yüzde 26, yüzde 20 ve yüzde 16’sını alırken, Çin ve Hindistan’ın payı yüzde 15’in altında kalıyordu.
Bölgesel dağılım, tüketicilere sağlanan destek açısından da farklılıklar gösteriyor. 2021-2023 döneminde tüketicilere verilen tarımsal desteklerin yüzde 67’si ABD, yüzde 29’u ise Hindistan tarafından karşılandı.
Verimlilik, üretim artışındaki itici güç
Son yıllarda verimlilik uygulamalarındaki artış, tarımsal üretimde önemli bir yükselişin temel itici gücü olmuştur. Ancak, bu verimlilik uygulamaları tek başına üretimi artırmak için yeterli olmamaktadır. OECD, dünya genelindeki gerilimlerin ve gıda sistemlerinin karşılaştığı sürekli zorluklar ışığında, tarımın daha sürdürülebilir, üretken ve dirençli hale gelmesi için çeşitli politika yaklaşımları önermektedir. Bu öneriler arasında şunlar yer alıyor:
- Sürdürülebilir verimlilik artışı stratejileri için net hedefler belirlemek,
- Verimlilik kapasitesini artırmak amacıyla yatırımlar yapmak,
- Çevresel etkileri azaltmak,
- Çevresel açıdan sürdürülebilir üretim uygulamalarına yönelik üretici desteğini artırmak,
- Doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimini sağlamak,
- İnovasyon sistemlerini belirleyerek gelişmiş verimlilik ve çevresel performans hedeflerini daha iyi yönlendirmek.
Türkiye’de tarıma sağlanan destekler
OECD raporuna göre, Türkiye’de 2021-2023 döneminde üreticilere verilen destekler, yüzde 11 ile OECD ortalamasına yakın bir düzeyde kalmıştır. Üreticilere yönelik bütçe desteği, belirli ürünlerin üreticilerine sağlanan prim ödemeleri şeklinde sunulurken, fındık gibi spesifik ürünlere özgü alan ödemeleri de devam etmektedir. Diğer destek türleri arasında alana dayalı ürün sigortası, mazot ve gübre maliyetlerini karşılama desteği yer almaktadır.
Türkiye’de bu dönemde sektöre yapılan toplam destek, 2021-2023 arasındaki gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 1’ine karşılık gelmektedir. Bu oran, tarım sektörünün genel ekonomik büyümeye kıyasla daha hızlı bir büyüme gösterdiğini ortaya koymakta ve OECD ortalaması olan yüzde 0,6’nın üzerinde bir değer taşımaktadır. Ayrıca, Türkiye’de sürdürülebilir verimlilik artışı için inovasyon, sulama sistemlerinin iyileştirilmesi ve yerel koşullara uygun mahsullerin geliştirilmesi ile kullanılmasına odaklanılmaktadır. Ancak OECD, bu modelin çiftçileri yeni ürünler veya yöntemler denemekten caydırmayacak şekilde uygulanması ve çiftçiler için elverişli bir ortam sağlamaya odaklanması gerektiğini vurgulamaktadır.
KAYNAK: AA