SAHA EXPO 2023: Türkiye’nin Savunma ve Havacılık Alanındaki Yenilikçi Adımları
Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük sanayi kümelenmesi olan SAHA İstanbul tarafından, Cumhurbaşkanlığı himayesinde düzenlenen SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı, 2. gününde ilgi çekici panellere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Bu önemli etkinlik, 6 bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın desteğiyle gerçekleşiyor. Ayrıca, Anadolu Ajansı da fuarın global iletişim ortağı olarak katkı sağlıyor.
Fuar kapsamında, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleştirilen “Savunma ve Güvenlik Alanında Derin Teknoloji Devrimine Liderlik” konulu panelde, Baykar Teknoloji’nin Kurucusu Selçuk Bayraktar dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Bayraktar, şu anda yeni bir teknolojik çağın eşiğinde bulunduklarını belirterek, derin teknolojilerin savunma ve güvenlik alanındaki dönüşümü sağladığını ifade etti.
Bayraktar, kuantum teknolojileri, yapay zeka ve otonom sistemler gibi yenilikçi teknolojilerin yalnızca askeri yetenekleri dönüştürmekle kalmayıp, aynı zamanda küresel güvenlik anlayışını da derinden etkilediğinin altını çizdi. “Bu devrime liderlik etme sorumluluğu, NATO’nun stratejik önceliklerini yeniden tanımlamakla sınırlı kalmayacak, müttefik devletlerin teknolojik kapasitelerini de yeniden şekillendirecektir” şeklinde konuştu. Türkiye’nin savunma sanayisi ve teknoloji alanlarındaki hızlı ilerlemesiyle bu dönüşüm sürecinin merkezinde yer alacağını vurgulayan Bayraktar, NATO DIANA ve İnovasyon Fonu gibi girişimlerle bu potansiyeli daha da ileriye taşıyacaklarını belirtti.
“Küçük Bir Cihaz Oyun Değiştirebilir”
Bayraktar, SAHA’nın Türkiye’deki özel sektör dinamiklerini temsil ettiğini ve savunma alanında KOBİ’leri desteklemek amacıyla var olduğunu anlattı. 20 yıl önce yalnızca 17 savunma şirketinin bulunduğunu, bugün ise bu sayının 3.500’e ulaştığını dile getirdi. Ayrıca, 250 milyon dolarlık ihracatın 5,5 milyar doları aştığını ve yalnızca SAHA EXPO’da 6,2 milyar dolarlık sözleşmeler imzaladıklarını paylaştı. Bu sözleşmelerin 4,6 milyar dolarlık kısmının ihracat anlaşmalarından oluştuğunu belirtti.
Bayraktar, “Hükümet seviyesinde sürdürülebilir bir ilgi ve destek görüyoruz, bu oldukça kritik bir öneme sahip. Ukrayna’daki savaşta, FPV dronlarının kimse tarafından bu kadar kritik bir rol oynayacağı tahmin edilmemişti. Ancak işler çok hızlı değişiyor. Düşük maliyetli küçük bir cihazın oyun değiştirici olabileceğini görüyoruz. Ülkemizde bu tür oyun değiştiren teknolojilerin peşinden koşuyoruz. Baykar olarak insansız savaş jetleri geliştirdik. Bunu devlet desteği olmadan, yalnızca Baykar’ın çabalarıyla gerçekleştirdik. Bunun gibi birçok yenilikçi girişimimiz mevcut” dedi.
“Hiçbir Teknoloji Tek Başına Başarılı Olamaz”
Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Güvenlik İşleri Genel Müdürü Basat Öztürk, yenilikçi teknolojilerin yalnızca kısa bir süre içinde ortaya çıkmadığını, arkasında büyük yatırımlar ve çabalar olduğunu ifade etti. Türk savunma sanayisinin başarılarının arkasında gece gündüz çalışan insanların bulunduğunu vurgulayan Öztürk, “Hiçbir teknoloji tek başına başarılı olamaz. Bunun yanı sıra stratejik ve siyasi bir vizyon ile doğru stratejilerin de olması gerekmektedir. Hem siyaset hem de askeri alanda bu stratejilerin desteklenmesi önemlidir” dedi. Özellikle, Türkiye’nin güney sınırında yaşanan çatışmaların, teknolojik ve stratejik gelişmelerin önemini artırdığını belirtti.
“Türkiye’nin Uzay ve Havacılık Alanındaki Katkıları Önemli”
NATO İnovasyon, Hibrit ve Siberden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Jean-Charles Ellermann-Kingombe, İstanbul’a ilk ziyaretini gerçekleştirdiğini belirtti. NATO’nun savunma inovasyon ekosisteminde etkili çalışmalar yapma amacında olduğunu ifade eden Kingombe, hızlı gelişen teknolojilerin ve güvenlik zorluklarının sürekli değiştiğine dikkat çekti.
Kingombe, “Türkiye her zaman savunma teknolojilerinin geleceğini etkileyen önemli bir aktör olmuştur. Geçmişte teknoloji ve güvenlik her zaman birlikte hareket etmiştir. NATO, sürekli olarak yeni teknolojilere uyum sağlamakta ve müttefiklerini desteklemektedir. 2021’de NATO müttefikleri, DIANA’yı kurarak derin teknoloji inovasyonlarını destekleme kararı aldılar” şeklinde konuştu. Ayrıca, kamunun bu alanda risk almasının teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı.
Kingombe, “Gelecek aylarda gerçekleştireceğimiz çalışmalarda, ilk kez hızlı bir eylem planı oluşturulacak ve müttefikler, yeni teknolojileri kendi silahlı kuvvetlerine daha etkili bir şekilde entegre edebilecektir. Şu anki zorluklar, sürdürülebilir işbirliği ve yeni yaklaşımlar gerektiriyor. Derin teknolojinin potansiyelini kullanmak için hükümetlerle yakın işbirliği yapmamız şart” dedi. Türkiye’nin uzay ve havacılık alanındaki katkılarının önemli olduğunu belirten Kingombe, bu çalışmaların yalnızca toplu savunma için değil, aynı zamanda küresel güvenlik için de büyük katkılar sağlayacağını sözlerine ekledi.
