Serap Aslan A’nın Zam İtirazı ve Mahkeme Süreci
Resmi Gazete’de yayımlanan bir karara göre, Serap Aslan A. yıllık maaş zammı olarak kendisine yapılan yüzde 5,3’lük artışı yetersiz buldu. Bu duruma tepki göstererek, iş yerindeki yöneticilere ve çalışanlara, “Merhabalar, bana verilen zam oranını zarf içinde insan kaynaklarına iade ediyorum. Bu oranı kim ya da kimler belirlediyse aralarında paylaşsınlar, bilgilerinize.” şeklinde bir e-posta gönderdi. Bu e-postası nedeniyle iş akdi feshedilen Serap Aslan A., haksız yere işten çıkarıldığını öne sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı talebiyle Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı.
Mahkeme, e-postanın, işverenin ya da onu temsil etmeye yetkili olan işveren vekillerinin onur ve saygınlığına zarar verebilecek bir hakaret niteliği taşıdığına hükmederek, feshin haklı olduğuna karar verdi ve böylece kıdem ve ihbar tazminatı talebini reddetti. Serap Aslan A, yerel mahkemenin kararının Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından onanmasının ardından, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.
Yüksek Mahkeme, başvurucunun haklı olduğunu belirterek, Anayasa’nın 26. maddesi çerçevesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Bu doğrultuda, başvurucuya 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Kararın bir örneği, ifade özgürlüğünün ihlali sonuçlarının ortadan kaldırılması amacıyla yeniden yargılama yapılmak üzere Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderildi.
Kararın Gerekçesi
Mahkemenin verdiği kararın gerekçesinde, başvurucunun maaş zam oranına ilişkin memnuniyetsizliğini e-posta yoluyla işverene ilettiği ifade edildi. Yerel mahkemenin, bu memnuniyetsizliğin uygun bir üslupla ifade edilmesi gerektiğini vurguladığı kaydedildi. İfade özgürlüğünün, demokratik bir toplumun temel taşlarından biri olduğu ve toplumun ilerlemesi için gerekli şartlardan biri olduğu belirtildi. Devletin bu özgürlüğü en yüksek güvence ile koruması gerektiği ifade edildi.
Kararda, e-posta içeriğinden başvurucunun herhangi bir somut iddiada bulunmadan ve isnatta bulunmadan, maaş zammını düşük bulduğundan dolayı yaşadığı rahatsızlığı ilgili mercilere iletmeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, şu ifadeler de yer aldı:
- “Başvurucunun iş akdinin haksız olarak feshedildiğinden hareketle açtığı alacak davasını reddeden mahkemenin, başvurucunun ifade özgürlüğü ile işveren veya işveren vekillerinin şeref ve itibar hakları arasında adil bir denge kurabildiğinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.”
- “Dolayısıyla mahkemenin başvurucunun ifade özgürlüğü ile iş yerinin disiplini, düzeni ve çalışma barışının sağlanması amacı arasında adil bir denge kurulmasına yönelik ilgili ve yeterli bir gerekçe sunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”
KAYNAK: AA