Suriye’de Kayıp Çocuklar: Dram ve Umut
Suriye’de savaşın patlak vermesiyle birlikte, sayısız aile korkunç bir soruyla yüzleşmek zorunda kaldı: Kayıp çocuklara ne oldu? 2011 yılından bu yana devam eden iç savaş, sadece ölüm ve yıkımla değil, aynı zamanda binlerce çocuğun zorla kaybedilmesiyle de derin yaralar açtı. Tahminlere göre, savaşın başlangıcından bu yana iki ila beş bin çocuk zorla kaybedildi ve akıbetleri belirsizliğini koruyor.
Kayıp Çocukların Aileleri
Rejimin çöküşüyle birlikte, aileler kayıp çocuklarının akıbetini öğrenmek için yetimhaneleri, güvenlik dosyalarını ve tutuklama merkezlerini aramaya başladı. Hadi Muhammed Fraa, 2013 yılında eşi ve çocuklarıyla son görüşmesini hatırlıyor. Eşi, üç çocuğuyla birlikte yola çıkarken, Hadi o gün onlara katılmayı planlıyordu. Ancak, bir kontrol noktasında yapılan sorgulama sonucu ailesi bir daha bulunamadı.
Yetimhaneler ve Kimlik Gizliliği
Birçok kayıp çocuğun akıbeti hala gizemini koruyor. Eski rejim döneminde bazı tutukluların çocukları yetimhanelere yerleştirildi ve kimlikleri sahte isimlerle gizlendi. Maha Diab, Suriye yetimlere yardım kuruluşunun bir temsilcisi olarak, çocukların gerçek kimliklerini bulma çabalarını sürdürdüklerini ifade ediyor. “Bu çocukların varlığından söz etmemiz bile yasaktı” diyor.
Belirsizlik ve Gelecek Korkusu
Kayıp çocukların aileleri, bir gün onları tekrar görme umuduyla yas tutmak arasında gidip geliyorlar. Rania el Abbasi ve ailesi, 2013’te gözaltına alındı ve aradan geçen on yıl boyunca hala başlarına ne geldiğini bilmiyorlar. Şeffaflık olmaması, gelecekte benzer durumların yaşanabileceği korkusunu artırıyor.
Terörist İhtimali ve Arama Çabaları
Hadi gibi bazı aileler, kayıp çocuklarını resmi kanallardan aramayı başarsa da, çoğu muhalefet kontrolündeki bölgelerde yaşadıkları için bu imkandan yararlanamıyor. Yasir Süleyman, kaybolan yeğeni Abdülhadi için yetkililere başvurmanın imkansız olduğunu belirtiyor. “Hepimizi terörist olarak görüyorlardı” diyor. Ancak rejimin çökmesiyle birlikte, belgelere ulaşma umudu artmış durumda.
Sosyal İşler Bakanlığı ve Çocukların Akıbeti
Sosyal İşler Bakanlığı, kayıp çocuklarla ilgili çalışmalara başlamış durumda. İbrahim Bakour, bakanlığın kanıt toplamak ve kayıp çocukların akıbetini belirlemek için bir komite kurduğunu duyurdu. “Amacımız tüm belgeleri toplamak ve dünyaya sunmak” diyor. Ancak, kayıp çocukların sayısı oldukça fazla ve birçok aile için bu durum hâlâ büyük bir belirsizlik taşıyor.
Ailelerin Umutları ve Arayışları
Abir Şaban da kayıp çocukların akıbetini öğrenmek için çaba gösterenlerden biri. Oğlu Ahmed’i son kez 2013 yılında gördü ve o günden beri oğlunu bulmak için durmaksızın arayışını sürdürüyor. “O gün çok sayıda çocuk kayboldu. Ahmed’i hâlâ sağ olabileceği umuduyla arıyorum” diyor. Abir’in hikayesi, Suriye’deki pek çok ailenin yaşadığı kayıp ve acıyı simgeliyor.
Savaşın Geride Bıraktığı İzler
Suriye’deki kayıp çocuklar meselesi, yalnızca bir aile dramı değil, aynı zamanda savaşın getirdiği sosyal ve psikolojik etkileri de gözler önüne seriyor. Kayıp çocukların aileleri, sadece sevdiklerini aramakla kalmıyor, aynı zamanda yaşadıkları travmalarla da başa çıkmaya çalışıyorlar. Bu durum, Suriye’deki iç savaşın insan hayatına verdiği zararın bir başka boyutunu ortaya koyuyor.
Sonuç Olarak
Kayıp çocuklar meselesi, Suriye’nin geleceği açısından kritik bir öneme sahip. Aileler, kayıplarının peşinden koşarken, aynı zamanda savaşın yarattığı travmalarla da yüzleşmek zorundalar. Bu durum, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde derin izler bırakan bir süreçtir. Savaşın sona ermesi ve kaybolan çocukların bulunması, Suriye halkı için umut dolu bir gelecek sağlayabilir.
İlk yorum yapan olun