Türkiye’nin AB’ye İhracat Performansı ve Ekonomik Belirleyicileri

Türkiye’nin AB’ye İhracatı ve Belirleyicileri Üzerine Analiz

Türkiye’nin başlıca ticaret ortağı olan Avrupa Birliği’ne (AB) yapılan ihracatın incelendiği bu analizde, Türkiye ekonomisinin 2023’ün üçüncü çeyreğinden itibaren büyüme kompozisyonunda bir denge sağlama sürecine girdiği ifade edilmektedir. Son dönemlerde küresel büyümedeki zayıf seyrin, Türkiye’deki ihracat performansını olumsuz etkilediği vurgulanmaktadır.

2002-2007 yılları arasında Türkiye’nin AB’ye olan reel ihracatında istikrarlı bir artış gözlemlenmiştir. Ancak, 2008 yılında meydana gelen küresel finans krizi, ihracatta belirgin bir düşüşe yol açmıştır. Krizin etkilerinin azalmaya başlamasıyla birlikte Türkiye’nin AB’ye ihracatında bir toparlanma süreci başlamış ve 2010-2019 döneminde istikrarlı bir büyüme eğilimi gözlemlenmiştir. Daha yakın bir zaman diliminde, Kovid-19 salgınının neden olduğu sert düşüşün ardından, ihracat hızla toparlanmış ve salgın öncesi eğilimlerin de üzerine çıkmıştır. 2022’nin son çeyreğinden itibaren ise, ihracatın 2010-2019 döneminin eğilimlerinin altında kaldığı görülmüştür. Diğer taraftan, AB dışına yapılan ihracatın artması, Türkiye’nin toplam ihracatının gerilemesini engelleyerek, AB’ye yapılan ihracatın performansındaki zayıflamanın AB kaynaklı etkilerle birlikte değerlendirilebileceği bir durumu ortaya koymaktadır.

AB’ye Mal İhracatında Talep Göstergesi Temel Belirleyici

Analizde, Türkiye’nin AB’ye ihracatının zayıfladığı 2022 yılının üçüncü çeyreğinden sonra, AB milli geliri ile AB mal ithalatı arasındaki ayrışmanın dikkat çekici bir durum olduğu ifade edilmektedir. Salgın sonrası dönemde yükseliş gösteren AB mal ithalatının milli gelire oranının, 2022 yılının son çeyreğinden itibaren düşüşe geçtiği ve salgın öncesi seviyelere yaklaştığı belirtilmektedir. Ayrıca, hizmet ithalatının milli gelire oranının ise artmaya devam ettiği aktarılmaktadır.

AB’deki yakın dönem ithalat dinamiklerine dair yapılan çalışmalar, ithalatın milli gelir esnekliğindeki düşüşün birkaç faktörden kaynaklandığını göstermektedir. Bu faktörler arasında talep kompozisyonundaki değişiklikler ve stoklardaki azalma yer almaktadır. Özel tüketimin mallardan hizmetlere yönelmesinin de ithalatın milli gelir esnekliğindeki düşüşe katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda, son dönemde Türkiye’nin AB’ye ihracatındaki seyirde, AB ekonomisinde salgın sonrası oluşan değişimlerin etkili olabileceği değerlendirilmektedir.

Türkiye’nin AB’ye reel ihracatını etkileyen unsurları analiz etmek amacıyla, ihracatın ana belirleyicileri olan talep ve göreli fiyatı içeren iki ayrı denklem tahmin edilmiştir. Denklemlerde, göreli fiyat için gelişmiş ülke bazlı reel efektif döviz kuru; talep göstergesi olarak ise AB Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) ve AB ithalatı kullanılmıştır. Salgının etkisini gözlemlemek için, modeller 2003 1. çeyrek, 2024 2. çeyrek ve 2003 1. çeyrek-2019 4. çeyrek dönemleri için ayrı ayrı tahmin edilmiştir. Tahmin sonuçları, Türkiye’nin AB’ye mal ihracatında AB talep göstergesinin temel belirleyici olduğunu göstermektedir. Daha önce yapılan benzer çalışmalardaki bulgular da AB talep göstergesinin Türkiye’nin AB’ye ihracatındaki önemi üzerine ışık tutmaktadır.

Talep göstergesi olarak AB mal ithalatının kullanıldığı modelin tahminlerinin son dönemde gerçekleşmelerle daha uyumlu olduğu; GSYH kullanılan modelin ise daha yüksek bir ithalat tahmini yaptığı gözlemlenmiştir. Salgın sonrası ekonomilerin yeniden açılma sürecinde (2020 1. çeyrek-2021 3. çeyrek), talep göstergesi olarak GSYİH’nin kullanıldığı modelin ithalat gerçekleşmesini daha düşük tahmin ettiği dikkati çekmektedir. Bu durum, AB’ye yapılan ihracatın salgın sonrası dönemindeki seyrinde, AB ithalatının milli gelir esnekliğindeki değişimin de rol oynadığını göstermektedir.

AB’de mal ithalatının milli gelire oranının azalmasına karşın, Ocak 2023 itibarıyla Türkiye’nin AB ithalatı içindeki payının kademeli olarak arttığı vurgulanmaktadır. Bu da, AB pazarındaki koşulların ihracat üzerindeki olumsuz etkisini, pazar payı kazanımlarıyla kısmen telafi edildiğini göstermektedir. Sonuç olarak, son dönemlerde AB’ye yapılan ihracattaki zayıf seyrin, AB milli gelirinin salgın öncesi trendinin altında kalması ve ithalatın gelir esnekliğindeki azalma ile ilişkilendirilebileceği ifade edilmektedir.

Uluslararası kurumların ve yatırımcı kuruluşlarının tahminlerine göre, önümüzdeki dönemde AB’de milli gelir büyümesinin kademeli olarak artması ve AB ithalatının büyümesinin milli gelir büyümesine oranının tarihi ortalamalara yakınsaması beklenmektedir. Bu durumun, Türkiye’nin AB’ye ihracatını desteklemesi ve pazar payındaki olumlu görünümle birlikte AB’ye ihracatın artmaya devam etmesi ihtimali değerlendirilmektedir.

KAYNAK: AA