Türkiye’nin Cari Açığında Madenciliğin Rolü ve OVP Düzenlemeleri

Türkiye’nin Cari Açığında Madenciliğin Rolü ve Yeni OVP Düzenlemeleri

AA muhabirinin 2025-2027 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) ile ilgili derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin cari açığında enerjiden sonra en önemli kalem olan madencilik sektörüne dair önemli maddeler, “İthalat Bağımlılığının Azaltılması” başlığı altında detaylandırıldı. Bu program çerçevesinde, üç yıllık süreçte tüm doğal kaynak yönetim sistemlerinin uyumlu hale getirilmesi amacıyla bu faaliyetlerin tek bir merkezden yönetilmesine yönelik düzenlemelerin hızlandırılması öngörülüyor.

Programın öne çıkan hedefleri arasında, maden arama faaliyetlerinin kamu yararı çerçevesinde tanımlanması, madenlerin detaylı bir şekilde ele alındığı ve yatırım güvencesini artıracak düzenlemelerin yapılması yer alıyor. Ayrıca, ithalat bağımlılığının azaltılması ve arz güvenliğinin sağlanması amacıyla Türkiye Kritik ve Stratejik Hammaddeler Stratejisi’nin hazırlanması öncelikli hedefler arasında. Bu bağlamda, kritik madenler ve minerallerin arzını güvence altına almak için uluslararası doğrudan yatırımlar alanında Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ile işbirlikleri geliştirileceği belirtiliyor.

Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) maden yatırımları ile ülkenin ithalat bağımlılığını azaltarak dış ticaret dengesi ve cari işlemler açığının iyileştirilmesine önemli katkılar sağlayacağı öngörülüyor. Ayrıca, petrol, doğal gaz ve maden kaynaklarına yönelik yurt içi ve yurt dışında arama ve üretim faaliyetlerinin artırılmasıyla, rezervlerin katma değeri yüksek bir şekilde ekonomiye kazandırılması hedefleniyor. Böylece, ithalatın makroekonomik hedeflerle uyumlu seviyelerde kalmasını sağlamak amacıyla enerji ve diğer kritik emtiaların yurt içinde üretilmesi teşvik edilecek ve tüketim malı ithalatına yönelik talep sınırlandırılacaktır.

“Madencilik, Türkiye’nin İthalat Bağımlılığını Azaltmada Kilit Rol Oynuyor”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Madencilik Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin cari açığının kapatılması hedefine ulaşmada madencilik sektörünün kritik bir rol üstlendiğini belirtti. Kırşan, tüm doğal kaynak yönetim sistemlerinin tek elden yönetilmesine yönelik düzenlemenin sektördeki en büyük beklentilerden biri olduğunu ifade ederek, “Madencinin ruhsat alması yeterli değil; maden mülkiyet izinlerini alabilmesi için orman, mera, hazine veya şahıstan izin alması gerekiyor. Çevresel Etki Değerlendirme sürecinde birçok kurumdan görüş alınması, sürecin uzamasına neden oluyor. Tek elden bir yönetim sistemi geliştirilebilirse, bu sıkıntı ve zorluklar aşılacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

Yeni OVP ile maden ve minerallerin ithal edilmeden yurt içi rezervlerden karşılanmasının hedeflendiğini vurgulayan Kırşan, “Ülkemizin cari açığında enerjiden sonra en önemli kalem olan madencilik sektörüne ilişkin maddeler OVP’de ‘İthalat Bağımlılığının Azaltılması’ başlığı altında ele alındı.” dedi. Maden arama faaliyetlerinin “kamu yararına yapılan bir faaliyet” olarak tanımlanmasının sektörde sıkça karşılaşılan sorunların önünü keseceğine dikkat çeken Kırşan, “Özel sektör eliyle yapılan madencilik faaliyetleri, kamu yararından çok kar amacı güden bir yapı olarak algılanıyor. Kamu yararı kavramı, yatırım güvencesini artıracak sürdürülebilir bir madencilik faaliyetinin teminatı haline gelecektir.” şeklinde konuştu.

Kırşan, bu düzenlemelerin yatırım ortamının iyileşmesine büyük katkı sağlayacağını belirterek, TDT ile işbirliklerinin geliştirilmesinin Kafkasya coğrafyasındaki maden ve mineral potansiyelinin değerlendirilmesine olanak tanıyacağını vurguladı. Geçmiş yıllarda Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye Varlık Fonu’na devredilen 20’den fazla maden ruhsatına OVP’de özel önem verildiğine dikkat çeken Kırşan, “Ülkemizin cari açığının azalmasına yardımcı olacak şekilde bu ruhsatların üretilmesine yönelik yapılacak düzenlemeler, sektör açısından önemli bir yenilik olup OVP’de ilk kez kendine yer buldu.” ifadelerini kullandı.

Kırşan, ayrıca OVP’de tedarik zincirlerinin güçlendirilmesine yönelik maddelerin bulunduğunu vurgulayarak, “Yapay zeka uygulamaları, dijital dönüşüm, lojistik, demir yolu ve liman bağlantıları gibi altyapının güçlendirilmesine yönelik düzenlemeler de madencilik sektörü açısından büyük önem taşıyor.” sözlerini ekledi.