Türkiye’nin Savunma Sanayii: Küresel Güç Olma Yolunda

Türkiye’nin Savunma Sanayii: Küresel Bir Oyuncu Olma Yolunda

Asya basınında yayımlanan bir analiz yazısında, Türkiye’nin savunma sanayiinde giderek daha fazla küresel bir oyuncu haline geldiği vurgulandı. Son yıllarda savunma sanayisini yerelleştirme konusunda kaydettiği önemli ilerlemeler, Türkiye’yi uluslararası arenada güçlü bir aktör olarak konumlandırdı. Analizde, “Türkiye’nin yüksek kaliteli ve maliyet açısından uygun savunma ekipmanları üretme konusundaki gelişmeleri, özellikle Afrika ve Körfez bölgelerinde stratejik etkisini artırdı. Türk insansız hava araçları, özellikle Bayraktar TB2, Azerbaycan’ın Karabağ çatışmasında Ermenistan’a karşı elde ettiği zaferde kritik bir rol oynayarak, Türk savunma teknolojisinin etkinliğini gözler önüne serdi. 2023 yılı, Türkiye için savunma ihracatında rekor bir yıl oldu ve ülke, pazar payında yükselişini sürdürmeye hazırdır” ifadelerine yer verildi.

Savunma sanayisinin büyümesinin Türkiye’nin ulusal güvenlik stratejisinin temel bir unsuru olduğunu belirten yazıda, “Yabancı tedarikçilere olan bağımlılığı azaltarak ve yerel üretimi artırarak Türkiye, stratejik özerkliğini artırmayı ve sınırlarının ötesinde güç yansıtmayı hedeflemektedir. Bu gelişen sektör, Ankara’nın dış politikasının temel taşıdır ve yeni ittifaklar kurmasına, jeopolitik etkisini güçlendirmesine olanak tanımaktadır” denildi.

BAYRAKTAR TB2 VE KAAN’A ÖVGÜ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin savunma sanayisinde büyük bir büyüme ve dönüşüm yaşandığına dikkat çekilen yazıda, milli muharip uçağımız KAAN’a da vurgu yapıldı. Türkiye, KAAN ile ABD, Rusya ve Çin’in arasında bulunduğu “5’inci nesil savaş uçağı tasarlayabilen ülkeler kulübüne” dahil olma yolunda önemli bir adım attı. KAAN, tarafsız ülkelerin siyasi kabulü ve mali değerlendirmeleri için de kritik bir boşluğu doldurmakta.

TB2 OYUN DEĞİŞTİRİCİ OLDUĞUNU KANITLADI

Türkiye’nin savunma sanayisi, insansız hava araçları, zırhlı araçlar ve deniz platformları gibi çeşitli ürün kategorilerinde önemli ilerlemeler kaydettiği vurgulanan analizde, “Bunlar arasında, özellikle Bayraktar TB2 insansız hava aracı, uluslararası alanda en fazla dikkat çeken ürünlerden biri oldu. TB2, Suriye, Libya ve Karabağ’daki çatışmalarda etkili bir şekilde kullanılarak, modern savaşta bir oyun değiştirici olduğunu kanıtladı. TB2’nin başarısı, maliyet etkinliği ile gelişmiş teknolojisinin birleşiminde yatmaktadır. İHA, NATO muadillerine göre rekabetçi bir fiyatla ve yüksek kalitede sunulmakta olup, sınırlı savunma bütçesine sahip ülkeler için cazip bir seçenek haline gelmektedir. Türkiye, İHA’ların yanı sıra, Altay ana muharebe tankı ve Otokar ARMA tekerlekli zırhlı araç gibi zırhlı araçların geliştirilmesinde de önemli adımlar atmıştır” değerlendirmesi yapıldı.

ABD, Birleşik Krallık ve Fransa gibi ülkelerin silah satışlarını siyasi koşullara bağlı olarak gerçekleştirdiği, Türkiye’nin ise daha gerçekçi bir politika benimseyerek farklı bir yaklaşım sergilediği ifade edildi.

TÜRKİYE’DEN TEKNOLOJİ TRANSFERİ

Yazıda, “Bu strateji, daha az kısıtlama ve teknoloji transferi ile ortak üretim için daha elverişli koşullar sağlamaktadır. Türkiye, Katar ve Azerbaycan gibi ülkelerle çeşitli ortak üretim anlaşmaları imzalayarak Türk savunma teknolojisinin yerelleştirilmiş üretimine ve montajına olanak tanımaktadır. Bu yaklaşım, yalnızca ortak ülkelerin teknolojik yeteneklerini geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda ikili bağları güçlendirerek Türk savunma şirketlerinin ortak girişimlerde bulunması ve yeni sözleşmeler elde etmesi için yeni pazarlar açmaktadır” denildi. Afrika Boynuzu’nda varlık gösterilmesinin Türkiye’nin bölgesel güvenlik dinamiklerini etkilemesine ve gücünü Kızıldeniz ile Hint Okyanusu’na yansıtmasına olanak sağladığı ifade edildi.

KAYNAK: STAR