Jeopolitik Tansiyonlar ve Ekonomik Görünüm
Son raporlarda, özellikle Orta Doğu’daki çatışmalar ve ABD-Çin ilişkilerindeki artan gerginlikler öne çıkıyor. Bu tür jeopolitik tansiyonların, yüksek seviyelerde kalmaya devam ettiği ve küresel belirsizliği artırdığı ifade ediliyor. Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), bu gelişmelerin eş zamanlı yaşanmasının, küresel ölçekte ekonomik görünüm üzerindeki belirsizlikleri artırdığına dikkat çekiyor. Ayrıca, siyasi olayların küresel ekonomideki etkisinin giderek daha da önemli hale geldiği vurgulanıyor.
Raporda, Kasım ayında gerçekleşecek ABD başkanlık seçimleri, bu yılın en kritik siyasi olayı olarak nitelendirilirken, bu seçimin dünya ekonomisi ve ticaret politikaları üzerinde önemli etkiler yaratabileceği kaydediliyor. Siyasi belirsizliklerin, ekonomik büyüme ve uluslararası ticaret akışları üzerinde derin etkiler yarattığı öngörülüyor. Bu bağlamda, ABD-Çin ilişkilerinin izlenmesi gereken en önemli konulardan biri olduğu belirtiliyor.
IIF’nin Küresel Görünüm Raporu’nda, küresel ekonomik büyümenin önümüzdeki yıllarda yavaşlaması beklentisi yer alıyor. Bu durgunluğun başlıca sebepleri arasında ABD ve Çin ekonomilerindeki zayıflama öne çıkıyor. Küresel ekonomik büyümenin 2023’teki %3,1 seviyesinden, 2024 ve 2025 yıllarında %2,9’a gerileyeceği tahmin ediliyor. Özellikle ABD ve Çin ekonomilerindeki performans kaybının, küresel ekonomik faaliyetler üzerindeki baskıyı artıracağı öngörülüyor.
ABD ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde, ülkenin bu yıl %2,4 oranında büyümesinin beklendiği, ancak ABD Merkez Bankası (Fed) tarafından geçmişte uygulanan agresif parasal sıkılaştırmanın etkilerinin 2024 yılı itibarıyla işgücü piyasasında yavaşlama, hanehalkı gelirlerinde baskı ve tüketici harcamalarında azalma şeklinde kendini göstereceği ifade ediliyor. Çin ekonomisi içinse, 2024 yılında %4,7 oranında bir büyüme bekleniyor. Ancak bu büyümenin, geniş tabanlı bir yavaşlamayı yansıttığına dikkat çekiliyor.
Son veriler, Çin’in başlıca sektörlerinde belirgin bir durgunluk yaşandığını ortaya koyuyor. Bu durum, Çin’in ekonomik ivmesinin zayıfladığı ve bunun küresel ticaret ve yatırım akışları üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği anlamına geliyor.
Avrupa ekonomisine yönelik tahminler de dikkat çekici. Özellikle Euro Bölgesi’nin ekonomik görünümünün zorlu olmaya devam ettiği ve bölgenin 2024 yılında yalnızca %0,5 oranında bir büyüme kaydedebileceği öngörülüyor. Bu rakam, geçen yılki büyüme hızına benzer olup, bölgenin ekonomik durgunluğunu aşmakta zorlandığını gösteriyor.
TÜRKİYE EKONOMİSİ 2024’TE YÜZDE 2,7 BÜYÜYECEK
Türkiye ekonomisine dair yapılan tahminlerde, 2024 yılı için büyüme oranının %2,7 seviyesinde kalmasının beklendiği bildiriliyor. Bu oran, Türkiye’nin önceki yıllardaki büyüme performansına göre daha ılımlı bir yavaşlama sürecine işaret ediyor.
Fed’in 2024 yılına yönelik faiz politikalarına ilişkin beklentiler de raporda yer alıyor. ABD Merkez Bankası’nın 2024 yılında faiz oranlarını 100 baz puan indirmesinin beklendiği ifade ediliyor. Bu olası faiz indiriminin küresel finans piyasaları üzerinde önemli etkiler yaratacağı vurgulanıyor. Gelişmekte olan piyasalarda ise, ABD’deki daha düşük faiz oranlarının, risklerin bölgesel farklılıklar göstermesine rağmen olumlu etkiler yaratabileceği öngörülüyor.
